Ben tarlalarda doğdum
Salıncağım bir ağacın dalında
Rüzgarın sesini ninni diye dinledim
Kuş cıvıltılarıyla rüyaya daldım
Güneşin tenimi yakmasıyla ısındım
Ve tarlalarda büyüdüm
Kuru ekmekle karnımı doyurduğum oldu
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Güneşin tenimi yakmasıyla ısındım
Ve tarlalarda büyüdüm
Kuru ekmekle karnımı doyurduğum oldu
Oynamak istediğimde
Ne birbebeğim…
Ne bir arkadaşım
Birazcık zamanım bile yoktu
Şair yüreğinize sağlık, duygulu aynı zamanda anlamlı güzel bir şiir okudum.Tebriklerimle.
Geçmişi yad etmemek acısı ile tatlısı ile o günlere gitmek; her şeye rağmen anılarda dolaşmak çoğu zaman insanı düşündürse de derin bir iç geçirsek de yinede bizim gerçeğimiz.. günahı ile sevabı ile anılarımızı saracağız..
Güzel yüreğiniz dert görmesin..Sevgiler..
Bir sürü kitaplarım,arkadaşlarım
Öğretmenlerim olmasını istedim
Yatağımda hiç birşeyi
Dert etmeden uyumayı
Güzel rüyalara dalmayı,
Kısacası güzel bir hayatı.
Ve ben…
Her Allah’ın gecesi
Bunları düşünerek
Yorgun bir vücutla uykuya daldım.
Allah tüm dileklerinizi,tüm isteklerinizi kabul etsin,yüreğinizin istediği gibi her şey olsun,dileğim budur.Şiiriniz harika,yürek sesi,çok beğendim.Yüreğinize sağlık,selam ve saygılarımla...
harika bir şiir okudum...yüreğinize sağlık...
Ben tarlalarda doğdum
Salıncağım bir ağacın dalında
Rüzgarın sesini ninni diye dinledim
Kuş cıvıltılarıyla rüyaya daldım
Güneşin tenimi yakmasıyla ısındım
Ve tarlalarda büyüdüm
Kuru ekmekle karnımı doyurduğum oldu
Oynamak istediğimde
Ne birbebeğim…
Ne bir arkadaşım
Birazcık zamanım bile yoktu
Sabah kirpiklerimi açamadan uyandım
Güneş her zaman yüzüme doğdu
Ve bütün gün enimi kavururcasına yaktı
Kazmanın sapından ellerim nasır oldu,
Toprağın kurağından ayaklarım çatladı
Geceleri hep hayal ettim..
Ayağımda salladığım
Bir oyuncak bebeğim,
Yüksek okullara gitmek
Bir sürü kitaplarım,arkadaşlarım
Öğretmenlerim olmasını istedim
Yatağımda hiç birşeyi
Dert etmeden uyumayı
Güzel rüyalara dalmayı,
Kısacası güzel bir hayatı.
Ve ben…
Her Allah’ın gecesi
Bunları düşünerek
Yorgun bir vücutla uykuya daldım
yüreginize kaleminize saglık güzel bir anlatımdı kaleminiz daim olsun saygılaırmla
Yaşanmış bir hayatın lirik anlatımıydı Şiiriniz..özelemek istedikleriniz aslında o kadar çok ki ama ustaca bu satırlara sığdırabilmişsin gönül dostu Hatice Hanım çok güzeldi yüreğine sağlık..selam ve sevgilerimle..nevzat uçar.))
Ve ben…
Her Allah’ın gecesi
Bunları düşünerek
Yorgun bir vücutla uykuya daldım.
Güzel bir anlatım... Umudum o ki yarın bir başka gülersin; tebrikler... 10 puan... ant.+...
Sevgiyle hep gülümse...
Çıkar yollar ölümse...
Çalmaz kapını kimse!..
(07.01.2010 11:30-Adana)
Arif Tatar
zor hayat..
ama şiir bir o kadar güzel anlatmış..
kutlarım..
gören gözünüze kaleminize sağlık....tanıdık dizelerle türkmen kızını......tebrikler...teşekkürler....
küçük bir kız canlanıyor gözümde ve kocaman dünyası ve dünya..
Bu şiir ile ilgili 23 tane yorum bulunmakta