İstasyon Hikayesi Şiiri - Şair Murat Ziy ...

Şair Murat Ziyansız
62

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

İstasyon Hikayesi

İstasyon hazırdı... vedalar bitti
Ardından son tren hareket etti.
Uzun yolculuğa gebeydi ortam
Derken bir nida!.. koşan bir adam
“Durdurun!” diyordu, göçen trene
Akseden sesiydi vuran her yöne

Vagonlara doğru koşturuyordu
İstasyon koşusu epeyce zordu

Vagonda trenin, bir kadın vardı
Yüzüyse adama nefret kadardı

Kadın söylenirken camın ardından
Koştu, vazgeçmedi adam, kadından...
Ve İstasyon bitmiş., gitmişti tren
Hayretli seyretti olayı gören...
Raylara sürterek demir tekeri
Gözden kaybolmuştu Konya seferi
Sonra umutlarda göçtü, kayboldu
Rayın titremesi... o da son buldu...

İstasyon uzundu, bir tren garı
Pendik civarıydı, şehir kenarı

Ve durmuştu adam, koştuğu kadar
Başında dururken koca bir çınar
Teselli ederken gölgesi hatta
Seyredenler vardı onu üst katta

Tiyatro gibiydi balkonun keyfi
Meraklı gözlerse nazara kâfi
Adam sonra çökmüş parke taşına
Sus pus olmuş derken kendi başına
Bankta bir meraklı ihtiyar nine
Laf attı adama: “Yavrum, adın ne?”
Adam, "Caner!" dedi yaşlı kadına
Kadın da "derdini anlatsan bana"

“Ah teyze, hiç sorma diğer yarımı
Şu tren götürdü şimdi karımı
Kavga etmiştik de geçen akşamı
Kızınca bir tokat attım tamamı...”

“Peki, neden?” dedi, kadın merakla
Caner tutamazdı ağzında bakla:

“Yaptığı yemeği beğenmemiştim
Bu yüzden karıma epey iliştim
Sonunda tartışma alevlenerek
Attığım tokattan bileylenerek
Dün evde ağladı sabaha kadar
Öyle bir toplanmış ki apar topar
Sabahı herşeyden vazgeçmiş güya
Bir tren bileti almış Konya'ya...”

Caner bitirmeden daha lafını
Yaşlı kadın seçti, belli, safını:

“Şimdiki gençleri anlamak ne zor
Karının işini gel de hayra yor!
Bir tokat attıysan sanki ne olmuş
İşte oda senin yüzünü yolmuş
Evini terketmek gelmiş işine
Evladım, üzülme, düşme peşine
Arama, sorma hiç, dönsün diyerek
Erliğe gururlu davranmak gerek
Eğilip bükülme, kendini kayır
Baktın ki dönmüyor, yolunu ayır!..."

Kadının sözleri gelirken sona
Bir tren yaklaştı tam istasyona
Kadın veda etti, bindi trene
Bir çocuk yer verdi, kondu yerine

Beş, altı kişiydi vagona binen
Kaynarca garına giderken tren
Kadının telefon çalındı, "Alo!"
Kızının sesiydi,

"Annecim, alo...
Dün akşam Nazım'la kavga etmiştim
Evimi terkettim, gara yetiştim..."

“Peki, neden?” dedi kadın merakla!
Kızı tutamazdı ağzında bakla:
“Yaptığım yemeği beğenmemişti
Epeyce söylendi, şiştikçe şişti
Derken tartışmamız alevlenerek
Yüzüme bir tokat attı, söğerek...”

Kızı bitirmeden henüz lafını
Yaşlı kadın seçti yine safını

"Bahane mi buldu böyle sebepten!
Kadına vurandır yoksun, edepten
Gözümde pul oldu o kocan Nazım!
Çok iyi etmişsin onurlu kızım”

Teselli vermişti ya sözüm ona
Kızının sözleri gelirken sona:

“Şimdi biniyorum, otobüs kalkar..."
Ayrılığa gebe Tuzla'daki gar

Kızı destek alıp yaşlı kadından
Çabuk sıyrılırken yeni adından,
Caner istasyonda... göğsünde bir kor
İçinden diyorken “Ayrılık ne zor!”

Çınardan sıyrıldı, öfkeyle kalktı
Vedaya alışmış istasyon, baktı

"Git!" yaptı trene, içiyse "dönsün!"
Üfledi göğsüne, ateşi sönsün...

Şair Murat Ziyansız
Kayıt Tarihi : 23.12.2024 20:34:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!