İstanbulum yağmur altında,
Yitik sevdalara
Sahte yüzlere ağlıyor.....
Ana sıcaklığına hasret kalan
Bir bebeğin haykırışı gibi
Güneşin sıcaklığına eş
Sevdalara bozacağım sessizliğimi....
Kimbilir kaç yağmurda daha ıslanacak gözlerim
Kaç gece daha güneşi bekleyeceğim
Sözlerim avutmayacak belli, yüreğimi
Umudu beklediğim tan vakti bir gün olur da gelirmi
Kimbilir...?
-28/10/01- Cankurtaran
Nurullah AydınKayıt Tarihi : 26.11.2001 10:25:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Nurullah Aydın](https://www.antoloji.com/i/siir/2001/11/26/istanbulum.jpg)
O dağların soylusu küheylan yolda kaldı.
Beton duvarda hapis, yayalam yürekte kaldı,
değil biz istanbulu istanbul bizi aldı.
Akrabalar el olmuş gözlenen yol yel olmuş.
İstanbul bizi aldı insanlık yolda kaldı.
Cenneti soldurmuşlar betonla doldurmuşlar.
İstanbul mahzendeki küflü tabloda kaldı.
İnsanların içi boş kim içlerini çaldı?
Fatihin sevgilisi sanattan geri kaldı.
Beyinleri çıkarıb samanla doldupmuşlar.
Yüreklerden sevdayı manukyanlarmı çaldı.
Bizi bizden calanlar ruhumuzuda caldı.
Boğazın hatırası truvalarda kaldı.
Çağlara ufuk açan çağ gerisinde kaldı.
İstanbul truvada bizede varoş kaldı.
Mehteranın haşmeti imdi gölgede kaldı.
Fatihe fatihayı bethhovndan devlet çaldı.
Şaiirin yüreğinde gerçek istanbul kaldı.
Yinede umutvarız yeni güne az kaldı.
Eşek meydanda kişner,atlara fayton kaldı.
Bizede gemileri gökten yürütmek kaldı.
Çağların anahtarı miras dedemden kaldı.
Pusatımı kuşandım bir tek besmelem kaldı.
Necati Gedikoğlu..
TÜM YORUMLAR (2)