Haliç kenarında Eminönü’nde balık ekmek.
Vefa’da bir bardak boza,
Fatih’te revani tadında sarma..,
Ve Eyüpsultan’da,
porselen fincandan yudum yudum içilen..,
Tarçınlı salep, tadı kokusu sevilen.
Cevizler Beykoz’da yetişirdi.
Patlıcanın iyisi Kemerburgaz’dan,
enginar Bayrampaşa’da..,
Yağdanlık Engin Ardıç ise şimdi Sabah’ta.
Ya ulaşım?
Şimdiki gibi metrolar, metrobüsler,
ve 3-4 şeritli caddeler,
hak getire.
Eyüp-Eminönü ve Taksim-Şişhane,
birbirlerine alabildiğince yakın..,
Gölgeleriyle çehreleri daha da kararan binaların..
Aşılmaz zirveli dağlar,
ve göğüsleri çapraz fişekli eşkiyalar gibi,
yol kesip geçit vermediği güzergâhlar.
Taaa 100 küsur yıl evveli,
Fransız’ların yaptığı..
Belki de dünyanın en kısa,
ama en sevimli metro / tüneli.
Karaköy’den Beyoğlu’na
yokuş tırmanır..,
Vagonları yıllara direnir, sızlanır.
10.30 Ada vapuru Eminönü rıhtımdan,
Yalova vapuru Kabataş’tan kalkardı.
Gemicinin çözdüğü palamar,
ve sırmalı beyaz gömlekli
afili memurun çaldığı düdükle uzaklar..,
Yakınlaşırdı.
Mevsim yaz ve hava güzelse,
kenarda ya da güvertede yer kapılır,
cigara eşliğinde çay yudumlanırdı.
Üsküdar’a gideriken başlayan yağmura
Kimseler aldırmazdı.
İnsanlar ya daha merhametli,
ya daha bol vakitli olacak ki..,
Düşeni yerde bırakmaz,
kefil ve şahitlikten kaçmazdı.
Eski resimler.. Hayaller.
Kimi mırıldanıp,
gül yaprağına yazdığım,
kuş kanadında ilettiğim nameler..,
Kimi ıslıkla çaldığım
bir şarkıdan kırık dökük nağmeler.
Ve sanki durup duraklayıp,
Sana hasretimi çoğaltan saatler.
Bir vapur uskurunun beyaz köpüklerinde..,
Denizin laciverti ile
göğün mavisi arasında uçuşan,
atılan simit parçalarını kapışan
martı seslerinde..,
Özlem..
Özlemin verdiği hüzün,
ve kavuşup sevinçle öpeceğim yüzün..,
Ufkumda, gözlerimin önünde.
Kayıt Tarihi : 8.11.2008 13:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
bir başka kokmuş şiirle istanbul.elinize yüreğinize sağlık efendim
saygı ve hürmetle 10 p kabul buyrun
paylaşımınız için teşekkürler kaleminiz daim olsun :)saygılar
Kimi mırıldanıp,
Gül yaprağına yazdığım,
Kuş kanadında ilettiğim nameler..,
Kimi ıslıkla çaldığım
Bir şarkıdan kırık dökük nağmeler.
Ve sanki durup duraklayıp,
Sana hasretimi çoğaltan saatler.
Bir vapur uskurunun beyaz köpüklerinde,
Denizin laciverti ile
Göğün mavisi arasında uçuşan
Atılan simit parçalarını kapışan
Martı seslerinde..,
Özlem..
Özlemin verdiği hüzün,
Ve kavuşup sevinçle öpeceğim yüzün..,
Ufkumda, gözlerimin önünde.
Enver Ertürk
harikasınız...bir istanbullu olarak,şiirinize hayran kaldım..mısra mısra ifade ettiklerinizin doğruluğuna yakınen tanığım...en içten dileklerimle tebrik ederim.gönlünüz dert görmesin.
TÜM YORUMLAR (3)