Yalnızca ben değil ki
Hemen herkes biliyordu
Kaç bin yılın günahkârıydı
Herkesin aşkı olan bu şehir
Şubat yüzünü marta
Henüz döndüğü günlerdi
Ne günah işlediyse gene
Uğradık gök tanrının hışmına
Dahası biz, öyle sanmıştık.
Bir sabah karla uyandık
İstanbul bu…
Kimler gelmemiş ki önünde dize.
Hiç bir günaha o soyunmamış gibi
Taze bir gelin edasıyla
Genç bir kız kadar masum
Karlara bürünmüş halde
Duruyordu karşımda.
Ben arzu dolu benliğimi
Korkuyla çekerken geri
O sanki gelinliğini giyiyordu
Üstüme, üstüme geldi sandım
Başımda esen İstanbul Rüzgârları
Kulağıma şöyle fısıldıyordu
En büyük
En güzel sevgili tanrıdır diyordu.
Onu incitmekten korkarsan eğer
Korkmazsın hiçbir gazabından (*)
O en sevgilinin
Mutluluklara serptiği konfetilerdir.
Senin çekindiğin kar.
Şubat 08
Metin YaltıKayıt Tarihi : 22.2.2008 12:34:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
(*) Alevi Bektaş inancında Tanrı kavramına sevgiyle yaklaşılır. Yapılan iş ve işlemler günah korkusuyla değil,onun cezalandıracağı korkusuyla değil, en çok sevileni incitmemek için yapılır yada yapılmaz. Ondan gelense tevekkülle karşılanır. O her şeyi bilen görendir. Kulları için ne iyiyse onu verir. Öyleyse karı da onun kulları üzerine serptiği konfetiler olarak görmek olası diye düşündüm..
İstanbul ne kadar uyumlu değil mi,güzel şiir ve anlamı için tebrikler,kaleminize sağlık
sizi okumaya devam edecegim
saygilarimla
Hemen herkes biliyordu
Kaç bin yılın günahkârıydı
Herkesin aşkı olan bu şehir
Şubat yüzünü marta
Henüz döndüğü günlerdi
Ne günah işlediyse gene
Uğradık gök tanrının hışmına
Dahası biz, öyle sanmıştık.
Bir sabah karla uyandık
İstanbul bu…
Kimler gelmemiş ki önünde dize.
KİMİNİ YAKAN KİMİNİ GÜLDÜREN İST...GÜZEL KALEME ALINMIŞ...YÜREĞİNİZ VAR OLSUN...KUTLARIM
TÜM YORUMLAR (9)