İstanbul gözlerimin ağrısı,
İstanbul yüreğimin sızısı,
Ayağıma dolanır tepelerin
Kalbimi parçalar yok olup gidişin.
Söylesene İstanbul daha ne kadar bekleyeceksin.
Tarihini yok edip gidenlere sövmeyecek misin?
Hadi sars artık ruhundakileri,
Kıyametler kopsun her yerinde,
Kopar bağrındaki iniltileri,
Alevlerini tükür suratlarına
Yataklarından fırlasınlar, sana eza eden namertler,
Ah İstanbul, şakaklarım uğulduyor
Biliyorum günahlara giriyorum
Günahlarım ayaklarıma dolanıyor.
Tanrı istemeden bana ne oluyor?
Nefes aldığım şehirsin sen.
Doğduğum, büyüdüğüm,
Sokaklarında oyunlar oynadığım,
Aşık olduğum, yağmurunda ıslandığım.
Hani doyasıya, bir akşam üstü seviştiğim.
Rıhtımlarına geldim her gece,
Dalgalarına vuruldum güpegündüz.
Yedi Tepe seyrettim seni,
Sana mısralar yazan şairleri anımsadım.
Hatıralar doldurdum heybeme,
Gidemedim İstanbul, seni terk edemedim.
İstanbul, ah İstanbul,
Şehir şehir dolaştım sokaklarında,
Mısra mısra aşık oldum yollarında,
Ayasofya’nda, Sultan Ahmed’inde.
Rumeli’nden bire selam attım, Anadolu’ndan kucakladım.
Köprülerinden atladım İstanbul,
Sana körkütük vuruldum.
Hadi İstanbul uyan!
Sabaha karşı da olsa uyan,
Nice bulutlar geçti üzerinden,
Nice sevdalar aktı yüreğinden,
Bitsin artık sende öfke ve nefret,
Bir sabah, alevlerden bir çember sarsın seni.
Ben sana vurulayım, sen zindan-ı harap et hayatımı.
Ben sana kurban olayım.
6 Nisan 2003 (Pazar, 17:40)
Musa KarademirKayıt Tarihi : 26.6.2013 00:11:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!