İstanbul’un taşı toprağı hicran
Hangi taşı kaldırsam
Altında sen varsın
Ne yana baksam hüsran
Sensiz İstanbul’u yaşasam
İstanbul yerin dibine batsın
Boğazın hırçın dalgaları
Gelir boğazıma düğümlenir
Öfkeli maviliğin isyanı
Bana hep seni söyletir
Meydanlarda binlerce yüz
Belki sensin birisi
Bakarım gece gündüz
Gözlerim umut bekçisi
Eski camilere kapanırım
Huzur ararım bir parça
Yaradana sığınırım
İlle de seni isterim anla
Yedi tepesine çıkarım
Alırım ayağımın altına
Kuş olur uçarım
Tepeden bakarım İstanbul’a
Süzerim seni kuş bakışı
Rüzgâr çarpar kanadıma
Kulağımda kalbinin atışı
Düşerim İstanbul’un kucağına
Köprülerde yürürüm
İki kıtada bulamam seni
Düşler görürüm
Kalabalık İstanbul gibi
Vapurlara binerim öfkeli
Giderim martıların peşinden
Bilmem hangi simit tanesi
Fırlatılmış senin elinden
Trenlere atlarım bakmadan
Demir sesinde uyurum
Gözlerimi açmadan
Hep seninle olurum
Sonra bir ses beni uyandırır
Elimde gömüş olduğunuz kalem
Gözü kör olası bizi ayırır
Gülerken cümle el âlem
Kayıt Tarihi : 14.4.2015 20:47:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!