Gece yağmurlarıyla ıslanmış bir kadındı İstanbul.
Bir gün Haliç'le sevişirdi, bir gün Galata Kulesi'yle.
Beyoğlu O'nun en sabıkalı sevgilisi...
Tütün kokardı, ıslak saçlarında gezinirdi adanın tüm vapurları.Kanardı gece yarıları, çığlık çığlığa kabuslarla uyanırdı.
Ve ne zaman ağlasa gizlice tuz kokardı tüm sokaklar.Anlardım; gizli bir sevdiği vardı kimselere söyleyemediği.
Fırtına zamanları gözlerinin mavisi siyaha dönüşürdü.
Sancısı surlara vururdu, balıkçı takaları çalkalanırdı.Sabahları da uzanıp yine o öperdi takaları yosun kokan dudaklarıyla.
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta