Gece yağmurlarıyla ıslanmış bir kadındı İstanbul.
Bir gün Haliç'le sevişirdi, bir gün Galata Kulesi'yle.
Beyoğlu O'nun en sabıkalı sevgilisi...
Tütün kokardı, ıslak saçlarında gezinirdi adanın tüm vapurları.Kanardı gece yarıları, çığlık çığlığa kabuslarla uyanırdı.
Ve ne zaman ağlasa gizlice tuz kokardı tüm sokaklar.Anlardım; gizli bir sevdiği vardı kimselere söyleyemediği.
Fırtına zamanları gözlerinin mavisi siyaha dönüşürdü.
Sancısı surlara vururdu, balıkçı takaları çalkalanırdı.Sabahları da uzanıp yine o öperdi takaları yosun kokan dudaklarıyla.
Gece yağmurlarıyla ıslanmış bir kadındı İstanbul.Ulaşamadığım, ulaşamayacağım.
Ben O'na kavuşamayan yaralı bir martıydım.
İşte hep bu aşk yüzündendir tütün kokusunu bu kadar sevişim ve yağmuru geceleri.
Ve işte hep bu aşktı kanatan, yaralayan ve uykusuz bırakan; hiç kavuşamayacağı, geceleri uğruna deniz fenerleri yakıp söndürdüğü ve adı İzmir olan sevgilisi için İstanbul'u...
Gece yağmurlarıyla ıslanmış bir kadındı İstanbul.
Bir gün Haliç'le sevişirdi bir gün Galata Kulesi'yle.
Ama hep içinde saklardı uzak bir kıyıda, uğruna bin defa öldüğü sevgilisinin adını.
Ve işte hep bu aşktı; öldüren ağır ağır, yaralayan ve kanatan ve adı hiç geçmeyen tarih kitaplarında...
Kayıt Tarihi : 17.4.2006 20:19:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!