İstanbul'un Fethi Şiiri - Kemal Karapıçak 2

İstanbul'un Fethi

İSTANBUL'UN FETHİ

Sene bin dörtyüz elli üç:
Bir fetih ki zorlu ve güç.

Bu güzel müjdeli belde
Denendi daha evvelde...

Fetih nasip değil imiş
Fetih, Fatih'i beklermiş!

Çiçeği burnunda bir can:
Fatih, on dokuzluk civan!

Ve o, bakmadan yaşına
Geçti ordunun başına.

Çaldı mehter; coştu nefer
Nidalarla inledi yer!

Dilerse eğer Yaratan
Gemiler yürür karadan!

Yürüdü dağlarca gemi
Sevinç sardı yüreğimi.

Manevi destekli harbe
Karşıda yatan Sahabe.

Coşturdu dağ yiğitleri
Eyyub Sultan Hazretleri!

Rasul-ü göreni görmek:
Saadet bu yolda ölmek!

Gözyaşıyla ıslak secde,
Kaptırmış kendini vecde!

Kutlu Koca Akşemseddin,
Fethi sırra ilk sen erdin.

Rabb'im ne büyük imtihan,
Doğru cevap: ihlas ve can!

Köprü kurulmuş Sırat'a
Sultan Han binmiş kırata.

Gökten boşalan ateşti,
O gün cehenneme eşti!

Elde mızrak, sırtta hançer
Kan kokuyor kan; herbir yer!

Atılan top mermileri,
Paramparça kimileri!..

Kol, bacak, kırık; baş kesik!
Gövde ezik ; vücut eksik!..

Bir yiğit çıktı hisara
Sırtında binlerce yara!

Sancak açıp dimdik durdu:
Cennetin yolunu sordu!

Bayraklaştı Ulubatlı
Şehit şimdi çift kanatlı!

Bitti artık kaygı, tasa:
İstanbul mezar Bizans'a!

Gerçekleşti büyük fetih,
Topkapı'dan girdi Fatih!

Fahri kainat müjdesi
İstanbul, İslâm beldesi...
Kemal Karapıçak

Kemal Karapıçak 2
Kayıt Tarihi : 2.5.2022 02:20:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Kemal Karapıçak 2