İstanbul’un adı
Gülüşünle anılırdı
Bahar gelir güneş yağar bu şehre
Kara kaldırımlı geceler davetkardır yeniden
Çıkıp tepelerden en sensizine
Bir sabah bir gece günde iki öğün
Kadeh kaldırmak icap eder şerefine
Her sabah bir demet ışık süzülür perdenin arasından
Sabahları bambaşkadır hafif bir esintiyle
sarılarak uyanmak iki kişilik bir uykudan
Ve sıcak bir gecede ter içinde
Yek vücut uyuyabilmek gocunmadan
Bu şehrin baharları seni hatırlatır bana
gözüme kaçarken pencereden sızan
Saklayamam başımı sıcak kollarına
Ve geceleri de o kadar sıcak değilmiş aslında
Üşürüm senin tenin olmadan
Her bahar düşünürüm gizliden
Hiçbir güneş parlak değildi sanki gülüşünden
Hiçbir kadeh yeterli değildi sarhoş olmaya
Ve hiçbir tepe yeterince sensiz değildi
En sensiz yer bir mezar başında gözlerindi
Ah hain şehir hala aynı şehir
Geceler aynı, gündüzler aynı, biz değil
Bu güneş aynı güneş gülüşüne yenik
Ve yokluğuna siyah vurmuş kaldırımlar
Hala yokluğumuzu takip ederler Eyüp’e kadar
Bana hiç usanmadan senelerdir
Şiirler yazdıran,senle dolu bu yürekti
İşte o yürek ki
Bunca sene senin kadar kimseyi sevemedi
Oysa artık istanbul'un adı
bir küçük kızın gözyaşları
Kayıt Tarihi : 16.6.2006 03:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Gülüşünle anılırdı
güzel bir şiir, anlatımında hoş...
Şiirler yazdıran,senle dolu bu yürekti
İşte o yürek ki
Bunca sene senin kadar kimseyi sevemedi
şimdiye kadar….
bu dizeler bu şiire fazla gelmiş. yukarıdaki ahengi ve son iki dizedeki yukarı ile bağlantıyı koparan, herkesin yazabileceği söz dizimleri olmuş... ne diye bozdun ki şiiri? sanki biz bilmiyor muyuz o yüreği bunca sevdiğini? anlamadık mı yani onca dizeden kelli? bazen kızdırıyorsun, adamın asabını bozuyorsun. yapma böyle şeyler... görüşürüz...
TÜM YORUMLAR (5)