Gökyüzü pembeleşip de,
Ilık bir rüzgâra vurduğunda gözlerini,
Bakamıyorum sen gittin gideli…
Ben seni bir akşam yıldızı ile
Bir poyrazda esen yele;
Bir akşamüstü dönmediğinden,
Ve sensizlikten yana kırıldığım güne;
Emanet ettim.
Lanetim var düne,
Sensiz olacaksa bugüne…
Beni bırakıp gittin ya,
İstanbul’u özler oldum o günden beri.
Bir sitemim var ta derinden.
İstanbul ver ellerini koparma onu benden.
Dalgalarını vur be İstanbul gözlerime,
Onu anımsatır hiç olmazsa!
Ölüm, ölüm bilirim hasreti,
Ama bilmezsin deniz gibi kokar gözleri.
Martılarını sal yüreğime İstanbul,
Bana özgürlüğü anımsatsın,
Ona tutsaklığımdan bu yana.
Yağmurlu bir sabaha doğuşun gibi,
Huzur versin bu ayrılık bana İstanbul,
Duy sesimi!
Ecelime haber yolla, uğrasın bir an önce buraya.
Ellerinde ölmek istiyorum İstanbul,
Onu nasıl sevdiysem gözlerinde,
İşte öylece…
Bir anda bitsin istiyorum İstanbul.
Bir anda kazandığımı sandığım bir sevgili gibi,
Uçsun bitsin istiyorum bu ömür.
Hiç başlamamış olsun istiyorum.
Ölümü gözlerinde,
Ayrılığı ben bilirim;
Sen değil İstanbul…
Ya da son bir anımız olsun seninle İstanbul.
Otur karşıma, anlat onu bana.
Boş ver geçsin zaman,
Boş ver bitsin.
Ben ömrümü, sen İstanbul’u unutmuşsun,
Boş ver!
Anlat be İstanbul,
Yine yosun kokar mıydı gözleri?
Beni duyduğu zaman,
Dudaklarından dökülürken adım,
İstanbul gibi, senin gibi, heyecanlımıydı İstanbul?
Ya da bir başkasına,
Senin gözlerinle,
Benim yüreğimle koşarken,
Mutlumuydu İstanbul?
Seni benden, beni İstanbul’dan,
Canımdan ayırırken,
Yine mutlumuydu İstanbul?
Yine mutlumuydu İstanbul…
İstanbul’un rengi mavi,
Gökyüzü karanlık,
İstanbul üşüyor sanki.
İstanbul’un adı mavi,
Hasret türküleri kulaklarında,
Ve yalnız ıslığı var ağzında,
İstanbul ağlıyor sanki.
İstanbul’un adı mavi…
İstanbul’un adı mavi…
Kayıt Tarihi : 16.4.2005 22:29:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)