İstanbul...
İstanbul’um, benim şehrim…
Şehirler güzeli,
tarih boyunca nice imparatorun
ve devletin başını döndüren,
maneviyâtın ve kibirin,
şefkât ile zulmün başşehri...
Âşkımı, eşimi bulduğum aziz şehir...
Binlerce yılı aşan tarihiyle
nice dinlere, ne büyük âlimlere
ne kocaman âşklara, sevdâlara
ev sahipliği yapan eşsiz şehir...
Ben sende doyurdum karnımı
sende yazdım şiirlerimi
ve sende söyledim
en güzel şarkılarımı
Rızkım sendeymiş
dostlarımı da burada buldum...
İstanbul’um,
âlimide gördüm toprağında
zâlimide, hainide, maalesef...
Ne olursa olsun, güzel şehrim,
sen güzeldin hep, bilgeydin.
Ah İstanbul’um ah,
küstüm bazen sana, haberin olmamıştır senin ama,
olsun, ben darılıp gitmiştim.
Dayanamadım ki fazla, döndüm hemen.
Sen küsmemişsin bana hiç,
yine dost verdin, rızık verdin
iş verdin, aş verdin.
Büyüktün, hep büyük kalacaksın…
Seviyorum be seni İstanbul
boğazının her semtini
kalabalığıyla gündüz Eminönü’nü
trenle Bakırköy’e geçmeyi
hele vapurla Anadolu yakasına
neresine olursa, seviyorum
martılarını ayrı, güvercinlerinide öyle
serserilerini bile seviyorum,
sessiz, sakin namuslu insanlarını daha çok…
Ama en çok mânevî havanı seviyorum,
sahabi efendilerimiz yatar toprağında
değerine değer katar.
Dergâhların gönül hazinesi, erenlerin ruhuma kılavuz.
Şâirlerin dert ortağım, fahişelerin benim günahım hep…
Sende içilen şarap, başka sarhoş eder beni, rakı bi başka
kavgalar daha bir çetin, sevdâlarda bir başka
Seviyorum be seni,
gelmişim, ne iyi etmişim,
aferin olsun bana...
Yıl bin dokuz yüz doksan…
Ben Fındıkzade’deydim önce
Yirmi yıl olacak yakında, nasılda geçmiş zaman...
Geldiğim altıncı yılıydı.
Cerrahpaşa’da bir sabah vakti,
Mehmet Sina efendiyi, büyük oğlumu verdin bana
beş sene sonrada, Çapa’da Ahmet Sâdi’yi...
Baba oldum, mutlu oldum,
büyüdüm biraz daha...
İstanbul, sen şahitsin günahlarıma,
sende tevbe etmek istiyorum yine, hepsine hem de.
Hayrım olduysa da sus, sende kalsın...
Dert ortağım, yüce sırdaşım, asırlık hazinem
Ne güzelsin, ne ulvî ve ne yüce...
Sende sevdim, sende korktum,
doydum, güçlendim ve korkmamayı öğrendim
sevmeyi hatta…
Dilerim, tenim karışır toprağına ve sende göçerim
güzelim şehrim, koca İstanbul’um...
Yatayım mı artık, geç oldu...
00.20 - 9 Aralık 2009
Başakşehir - İstanbul
Kayıt Tarihi : 3.1.2010 04:16:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Neyzen Muharrem Dere](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/01/03/istanbul-um-63.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!