İstanbul'u dirilttim bu gece.
Çıkardım gömdüğüm yerden,
Kalbimin ücra köşesinden,
Koydum masaya.
Hemen başladı konuşmaya, ne kadar deli dolu, heyecanlıdır.
'Dur! ' dedim. 'Dur, bu sefer ben anlatacağım, sen dinleyeceksin.'
Şaşırdı önce, durdu, 'Tamam' dedi.
'Seninle ne kadar benziyoruz birbirimize.' dedim.
Sen de sonbaharı yaşıyorsun, ben de.
Hatırlasana, fethettiler seni,
Sonra bir hiç uğruna, dünya zevkine feda ettiler.
Aşık oldum bende, kalbim fethedildi...
Zevkini sefasını sürdüler...
Sonra terkedildim.
Şimdiyse vurdumduymazların elinde oyuncak oldum.
Acı çekiyorum, aşağılanıyorum, kullanılıyorum, dedim.
Gözleri doldu, belki yıllar öncesini hatırladı.
Açtı ağzını, tam konuşacak...
'Anladım' dedim.
Anladım...
Sen ki kimlerin hayallerini süsledin de
Gittin kime aşık oldun.
Şimdi de benimle muhatapsın.
Hey gidi İstanbul, hey gidi ben...
Konuştuk sabaha kadar...
Tan yeri ağardığında sildi gözyaşlarını.
'Düşsem de, aşağılansam da,
Eski günlerin hayalini kursam da,
Ben hâlâ İstanbul'um.' dedi.
'Güçlü ve gururlu görünmeliyim.
Ben gideyim artık, Güneş beni bekler.' dedi.
'Git' dedim,
Git...
Tekrar sildi gözyaşlarını,
Sahte bir gülümsemeyle saklandı altına maskesinin
Ve gömdüm tekrar
Ücra bir köşesine kalbimin.
Kayıt Tarihi : 4.10.2005 12:55:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!