İstanbul açılmamış gonca gül
Kırmızı, sarı, beyaz, pembe
Alabildiğine görkemli, alabildiğine parlak
Binlercesine açıyorsun kucak
Başka yerin var mı?
En şaşalı akşamları,
En yoksul akşamları saklıyorsun.
İstanbul, nazar değmiş denizine
Nazar değmiş güzelliğine,
Kimin için ağlıyorsun.
Hassassın, narinsin, kimin şehrisin
Binlercesine kucak açmış olsan da sen
El değmemiş, nazlı kız gibisin.
Kaç çocuğun var, köprü altlarında
Kaçının üstü açık, kaçı yara bere içinde
Kaçı güzelliğine kapılmış da mahvetmiş hayatını
Taşın toprağın altın diyerek.
İstanbul, büyülemişsin milyonlarcasını
Hiç bitmeyecek sevginle nasılda yükleniyorsun
Bıkmadan
İnsan yığınlarını…
Entarisi mavi, kemeri gümüş kırma telkarili
Bir gelin gibisin
Dertler, kederler yüklüsün
Parçalara bölmüşsün kendini
Yedi tepelisin.
İstanbul,
Asil bir kadının cazibesini,
Gururlu, mağrur bir erkeğin gölgesini
Yaramaz, yerinde duramayan bir çocuğun
Hayal gücünün derinliklerini barındırıyorsun
İstanbul,
Sen aslında doğmamış bir bebeğin ümitlerini
Saklıyorsun…
İstanbul açılmamış gonca gül
Kırmızı, sarı, beyaz, pembe
Alabildiğine görkemli, alabildiğine parlak
Binlercesine açıyorsun kucak
Başka yerin var mı?
Kayıt Tarihi : 6.11.2008 20:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!