Mağripte maşrıkta ismin sorulur
Bin dilden çalınır sazın İstanbul
Bulanan gönüller sende durulur
Şahları mat eder kozun İstanbul
Câmiler şâheser kubbeler hilâl
Hocalar âlimdir müezzin Bilâl
Bana İstanbul’u bahşetti Celâl
Âleme bedeldir tozun İstanbul
İstanbul dediğin sığmaz dizeye
Bu şehir benziyor açık müzeye
Ayda bir gökdelen biner füzeye
Dillere destandır sözün İstanbul
Yeşili zümrüttür sahası düzgün
Sevenler neşeli düşmanı bezgin
Geçerken uğrasa çarpılır gezgin
Dünya güzelidir yüzün İstanbul
Bahar gelir lâle sümbül donanır
Çamlıca’ya çıkıp bakan gönenir
Sana gönül vermeyenler kınanır
Her yerde geçerli nazın İstanbul
Muhteşem boğazı aklı dondurur
Oynaşan dalgalar başı döndürür
Görkemli manzara resmi andırır
Heykelden alımlı pozun İstanbul
Oynaktır havası kaygan zemini
Sağlam bas ayağı kavra gemini
Ne padişah dinler ne de yemini
Bir bakışta yakar kızın İstanbul
Muhsin İstanbul’a yıldızlar ağar
Rabbimin rahmeti sel gibi yağar
Kara bahta güneş buradan doğar
Doya doya emer kuzun İstanbul
Kayıt Tarihi : 14.1.2007 18:35:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!