Bu gece sabahçıyım uyku istemiyorum,
Şehrin sokaklarında yalnız dolaşıyorum.
Üç beş kedi yavrusu yedi sekiz mekânsız,
Tenekeden sobanın etrafında umarsız.
Sanki ateş var gibi ellerini uzatıp,
Arada kesik kesik öksürükten tıkanıp,
Ettikleri sohbete kulak kabartıyorum,
Duyduklarım çok acı ruya mı görüyorum.
İnanın bunlar başka alemin insanları,
Ortak sosyal yanımız Türkçe konuşmaları.
Birinin anlattığı mütahhitmiş önceden,
Yıldızlı diplomayla mezun olmuş teknikten.
Bir kadına tutulmuş gittiği ilk pavyonda,
Aradığı sevgiyi buldum sanmış onunla.
Bu yaldızlı hayatı önceleri çok sevmiş,
İki yıllık sürede herşeyini tüketmiş.
Tabii ki sonuçta hem işini eşini,
Hem seviyor sandığı pavyon prensesini,
Bir çırpıda kaybetmiş farkına varamadan,
Elde koca bir sıfır onca büyük çabadan..
Diğerinin sözleri oldukça argo kokan,
Bazen olmadık şeyden yoldaşlarına kızan.
Kaderin silleleri birbiri peşisıra,
Hiç fırsat tanımadan şaklamış suratında.
Daha ilk çelmeleme ilkokul arkadaşı,
Gözü gibi baktığı caanım kalemtraşı,
Kaşla göz arasında masasının üstünden,
Ne sihir keramet almış hissettirmeden.
Bu tek hatırasıymış sevgili babasının,
Kısa bir süre sonra trafik kazasının,
Sebebiyle sokaklar olmuş artık yuvası,
Bir de şöför peşinden kaçıp giden anası,
Taa o günden bugüne onları affetmemiş,
Otuz küsur senedir duyduğu kin dinmemiş.
Hırsından sıka sıka gıcırdayan dişleri,
Şimdi söylerken bile koyu yeşil gözleri,
Nefretle kısılıyor adını fısıldarken,
Bir gün elbet intikam ama geç ama erken.
Uzun bir öksürükle temizleyip genzini,
Sanki bir hayalet gibi beyazlamış benzini,
Tek elle sıvazlayıp..-Amma soğuk kardeşler,
Galiba bu gecenin ayazında zor işler.
Ciğer dolusu çekip sigaradan dumanı,
Bir diğer beni adem söze böyle başladı.
Sebep başlık parası kopup gelmiş köyünden,
Biraz da kan davası yanına ilaveten.
Kırk paraya kırk düğüm evlilik kararıyla,
Ve sokağa çıkmamış kanlısı korkusuyla.
Tam köyüne dönmesi neredeyse gelmişken,
Karınca kaderince bavulunu düzmüşken,
Kara talih kör kader kötü bir iş kazası,
Kopmuş kolu omuzdan buymuş alın yazısı.
İşte o günden sonra öldürülme korkusu,
Ve yıllarca yaşanan yuva kurma coşkusu,
Tamamen unuttuğu.. Hatırlamanın bile,
Rahatsızlık verdiği sürüp giden bir çile.
Uyukladığı yerde sanki soğuktan donan,
Morarmış parmakları sigara tutamayan,
Son kalan kuvvetiyle sol yanına dinelip,
Eski alışkanlıkla ceketini düzeltip,
Bir hatip edasıyla konuşmaya başladı,
Süslü kelimeleri peşpeşe sıraladı.
-Sevgili kardeşlerim müsade bahşediniz,
Hâl-i pür melâlimi arz edeyim bendeniz.
Kamu işletmesinde müdür yardımcısıydım,
İki kız iki erkek dört evlat babasıydım.
Yirmi yıl memuriyet ifa ettim şerefle,
Her imzam yasal idi sizi temin yeminle.
Ama dünya durdukça yaşayası bu devlet,
Sanki vatandaşına düşman olmuş ne hikmet.
Köylüsüyle esnafa işçisiyle memura,
Hayatı zehretmekte günden güne daha da.
Dört çocuğun bakımı hasta kayınvalide,
Taşınamaz yük oldu gördüğünüz bedene.
Ve bir gün karar verdim ben de rüşvet almaya,
Ama ilk denememde inan Allah adına,
Öyle bir acı duydum yenilip yutulamaz,
Şuramda korkunç sancı tarifsiz dayanılmaz.
Akşam eve gidince hanım hemen anladı,
Bir gariplik var diye merakla sorguladı.
Yirmi yılda ilk defa traşımı olmadan,
Sabah dışarı çıktım aynaya bakamadan.
Sanki herkes arkamdan beni gösteriyordu,
Bak gördünmü işte bu bir rüşvetçi diyordu.
Gerçi aziz vatanda harama bulaşmayan,
Rüşvetsiz iltimassız kalmadı çalışmayan.
Ama gelgör bu benim redettiğim bir illet,
Kimliğime yazılan silinemez tek zillet.
İşte böyle kardeşler kura kura beynimde,
Birgün kendimi buldum akıl hastanesinde.
Uzun sürdü tedavim evim işim varlığım,
Halâ sevdiğim karım kızlarım oğullarım,
Birer birer gittiler artık tek başımayım,
Şarkı gibi dönülmez akşamın ufkundayım.
Şimdi hepsi mazide anıyorum acıyla,
Tevekkülle alıştım boyun büktüm acıyla.
Sözlerini bitirip çekildiği köşede,
Gözlerini kapatıp daldı hayallerine.
Sigaralar yakılıp sıcak nefes ve duman,
Üşüyen avuçlara küçücük birer derman.
İhtiyaç molaları yorulan bacaklara,
Yeni hikayelere susayan kulaklara,
Sanki ilaç misali biraz şifa dağıttı,
Duyduğum anlatılar say ki birer ağıttı.
Yeni alımlar için cepler tek tek arandı,
Bulunanlar ortada bir mendile toplandı.
Neye yetecek diye kısa bir soruşturma,
Ardından açık bakkal bulmaya koşuşturma,
En gencinin eline para tutuşturuldu,
En ucuz şarap için hızla yola koyuldu.
Yedi kişi sırayla bir paket sigaradan,
Ve üç şişe şarabın o kekremsi tadından,
Hakkımız bunca deyip yudumlayıp içtiler,
Ellerinin tersini buna meze ettiler.
Şişeler boşaldıkça soğuğun tesiriyle,
Oldukça serhoşlayıp sokağın köşesiyle,
Karşıdaki kaldırım arasında turlayıp,
Voltaları attılar hafiften naralanıp.
Biraz sonra yorulup bir tanesi erkete,
Kaldıkları konudan başladılar sohbete.
İki lâfın başında anladınmı diyerek,
Soğuktan donmuş gibi mor burnunu silerek,
Anlatmaya başladı çocukluk yıllarından..
-Biz altı kardeş idik iki ayrı anadan.
Temizlikçi bir anne seyyar satıcı baba,
Yarı aç yarı doymuş günler yanına caba.
İlkokulda tanımış çalışma hayatını,
Trafik ışığında parlatırmış farları.
Kışın üşüdüğünde araba egzostunda,
Kendisiyle birlikte çalışan yoldaşına,
Bir omuzluk yer açar birlikte ısınırlar,
Kazanılan parayı asla harcayamazlar.
Ayaza ve egzostun dumanına aldırmaz,
Şoförler ne verirse teşekkür der saldırmaz.
Bu karakterde imiş çocukluk yıllarında,
Ama hızla değişmiş delikanlı çağında.
Yaşadığı her zorluk gördüğü her haksızlık,
Bir de tanık olduğu her türlü insafsızlık,
Ondan alıp götürmüş acıma duygusunu,
Taa ki mapus damında sen kimsin sorgusunu,
Kendi kendine sorup beyninde irdeleyip,
Her yönüyle konuya derinden sahiplenip,
Kendi doğrularının varabilmiş sırrına,
Tahliye olur olmaz dönmüş baba yurduna.
Ama geçim şartları yeniden bu koca kentin,
Taşı toprağı altın tezatlar ülkesinin,
Bir oda ve banyosuz tuvaleti dışarda,
Gecekondu denilen çağımız ayıbında,
Yaşamaya başlamış gündüz balık tutarak,
Geç saatler Taksim'de ıvır zıvır satarak.
Gecelerden bir gece iki kabadayının,
Falçata ve zincirle ettikleri kavganın,
Paniğiyle insanlar kaçarken sağa sola,
Kolu olmayan biri tezgahının yanına,
Sığınırken düşünce kalkması için yerden,
Yardım edip kanayan yüzünü tedaviden,
Sonra bir fincan kahve içip dostluk kurmuşlar,
Tezgahın üzerini birlikte toplamışlar.
Kimse ne oldu diye farkına varamadan,
Henüz olay sürerken polis ve cankurtaran,
Sirenleri kavganın ortasına karışmış,
Yaralı arap topar hastaneye taşınmış.
İşte böyle kan kokan bir gecede başlayan,
O dostluk taa bu zamana ulaşmış bozulmadan.
Nasıl tanıştıkları böyle anlatılınca,
Sanki ben de yaşadım bütün heyecanıyla.
Gece bitmek üzere hikayeler bitmedi,
Kaç defa anlatıldı dinleyen ezberledi.
Artık yatma zamanı çoktan gelip geçmekte,
Kalan iki kişinin sohbeti gecikmekte.
Mantık diyor eve git duygularım kal biraz,
Böylesine bir gece kırk yılda bir bulunmaz.
Bu ikilem içinde uyku gözden akarken,
Bir ileri bir geri sallanarak beklerken,
Birden başlayan sağnak kararımı vermeye,
Yakın saçak altına aceleyle girmeye,
Mantığıma yardımcı duygularla savaşta,
Ben ve diğer insanlar sağa sola kaçmakta.
Aniden sona erdi daha önce bir yerde,
Görüp işitmediğim bu enteresan gece.
Anladım ki herkesin dert sarılmış sırtına,
Böyle garip kulların günahları boynuna,
Kaderin cilveleri demek bu olsa gerek,
Lâkin bir an yılmadan her an direnmek gerek,
Gördüğün her olaydan ibret çıkarmak gerek,
Uzun lâfa hülasa yolcu yolunda gerek..
Kayıt Tarihi : 8.2.2008 20:12:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!