Dünya’yı seven,
Dünya’yı gezen
Dünya’yı gören
Gözlerimle
Seyrediyorum seni,
Cânım Boğaziçi’ni..
Ve İstanbul’u kucaklayan
Yedi Tepe’sinin,
Sihrini sindiyorum
Kalbimin derinliklerine;
Sindiriyorum da
Doyamıyorum;
Yerine hiçbir kent’i
Koyamıyorum..
Dünya’nın en bakımlı,
Dünya’nın en temiz,
Dünya’nın en renkli
Güzellikleriyle;
Senin bakımsız,
Senin perişan,
Senin ihmâl edilmiş,
Senin ezilmiş
Gururunu,
Tartıya vuruyorum;
Vuruyorum da,
Sendeki zarafeti
Ve sultanlığı,
Hiçbirinde bulamıyorum..
Kahredici güzelliklerin,
Guruba uzanan
Yeşil gözlerde yansıyor;
Yansıyor da
Şekilleniyor,
Tümden sihirleniyor;
Sihirleniyor da;
Boğaziçi’nin gri rüzgârlarını
Okşayan nemli gözlerin,
Sevgilerin
En güzelini,
En mavisini,
En derinini
Getiriyor;
Getiriyor da
Bir tatlı gülücükle,
Duygulara açılan kapılarda
Yaşantımızı sürdürüyor,
Sürdürüyor da;
Boğaziçi’nden koptuğumuzda,
Eriyip - bitiveriyor.
İstanbul’dan uzaklarda,
Çok uzaklarda,
Sevgiye kapanan yollarda
Bu tatlı gülücük;
Acı, kahredici
Bir tebessüm oluyor,
Oluyor da;
Sanki tuzlu bir sicimle
Kalbi boğuyor;
Sanki paslı bir hançerle
Kalbi doğruyor.
Kayıt Tarihi : 21.5.2015 16:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)