Pek şirin oluyor İstanbul un çehresi.
Hatırlayanlar bilirler, o erken saatleri.
Hani keskin bir zil sesi ile uyanır ya.
Bin bir küfürle kalkarken akrebine, yelkovanına.
Gerek yok anlamaya nasıl giyindiğini,
Tek bilinen şey, sokağa atmak kendini.
Her yer karanlık, henüz altı olmamış,
Nerde? Güneşin doğmasına daha çok varmış.
Sokaklarda toplanmış öbek, öbek çöpler,
Kaldırılmayı bekliyor, gelmemiş ki çöpçüler.
Sessizlik içinde, yankılanırken topuk sesi tek tek.
Tatlı bir edayla süzer, çöplüğü karıştıran köpek.
Başlar birlikte yürümeye, yalnızlıktan sıkılmış olacak.
Sonra anlar kendisinde dört, bu yaratıkta iki bacak.
Demek, aynı cinsten değiliz diye ayrılır,
Yalnızlığa boyun eğip, bir çöplüğe karışır.
Yol boyunca sıra, sıra otobüsler.
Kırmızı beyaz renklerle, ne güzel görünürler.
İnsanlar koşuşuyor, koltuğunda kumbara,
Takacaklar araca, dökülecekler yollara.
İşte bu benim, ama yok içinde şoförü,
Şimdi çalıştıracak, bitirince kontrolü.
Hemen yürümez, biraz motoru ısıtmak gerek,
Sonra yürüyecek, hem de duraklarda beklemeyerek.
Artık yok şimdi, servisi kaçırmak korkusu,
El kaldıran olmayacak, yok ki başka yolcusu.
Sigarayı bırakacağım, ihtiyacım kalmadı ona,
Sıra sıra otobüslerin, tiryakisiyim dumanına.
7.2.1984/İstanbul
Necdet Cemal OcakKayıt Tarihi : 6.4.2007 00:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
DUYARLI BİR SESLENİŞ, GÜZEL TEMALAR...
YÜREĞİNİZE SAĞLIK.
tiryakisi oldum bu acıların ülkesine, yaşam olupta soluk almak neye nasıl bakmak, yaşamın içinde ölümü tatmak, neye nasıl bakacaksan artık....
selamlar Hocam yüreğine sağlık,yine döktürmüşsün yani,şaire selam olsun,büyük ustaya...
Normal olarak yarım saatte gidilecek bir yere biri buçuk saatte ancak ulaşabiliyorsunuz.
İstanbul'un en büyük çıkmazı TRAFİK.
Necdet bey sabah halini çok net anlatmışsınız.
Kutlarım.
Selam ve saygıyla.
TÜM YORUMLAR (4)