Şairler sayfalar karalamış kalemler kırmış istanbul adına
Kaç şiir yazılmışlar saymakla bitmez
Vapur arkasında uçuşup sesleri ile aşka davet eden martıları
Meta ile boğuşan zavallı aciz insanlarının en kalabalık halini
Aşıklarının göz yaşlarını ve bir birine olan ihanatlerini
Yalan gibi tanımlanmış yoksullarının sevdalarını
Kaç şair satırlarını dövmüş
Kaç şair sayfa karalamış istanbul adına
Saat sekiz kırkbeş puslu bir istanbul sabahında
Gök yüzüne güneş doğmamış düşlerimde sen varsın
Yine sen varsın düşlerimde kalan o sahilde
Şimdi seninle akdenizde olmak vardı
Samandağ sahilinin
O mistik havası eşliğinde geçmişten geleceğe
Yaşam denilen
O yüce aşkın coşkusunu yaşamak vardı
Sırt sırta verip
O mistik havanın kokusunu içimize çekip dünyayı
ve insanlığı düşünmek vardı
Yaşam sürecimizin kıyısında dünyanın güzelliklerini unutup
Dört semai dinin gölgesine sığınıp cennet uğruna savaşanları
Ve sonunda beyaz bir kefene sarılıp defnedilenleri uyandırmak vardı
Tüm tedirginliğim ardında siyah gözlerinin sahipsiz bakışları ardında huzuru bulmak
Ve yer yüzüne şahit yıldızların seyrine bakıp saçlarını tek tek incelemek
Yüzümü hoş mistik hava esintisi gibi kokan saçlarına gömmek vardı
Siyah gözlerinin şaşkın sevdalı bakışları ardında
Korku ve sevinç içinde çarpan yüreğinin atışlarını dinlemek
Tüm beliğimle sana kendimi adamak vardı
Saat dokuz kırk beş oturup soluklanıyorum yine bir istanbul sabahında
Hiç sevmediğim bir hava var gök yüzünde
Düşlerime güneş doğmamış dileklerimde sen varsın
Yine sen varsın düşlerimde kalan o samandağ sahilinde
Şimdi seninle akdenizde olmak vardı
Samandağ sahilinin o mistik havası eşliğinde
Tüm benliğimizle geçmişten geleceğe
Yaşam denilen o yüce aşkın büyüsünü yaşamak vardı
Ama sevgilim ne yazar devamı yok bu hayat hikayemizin..
Kayıt Tarihi : 28.7.2008 20:23:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!