Bugün bahardı ayakları idam tahtasında sonsuzluğa gelip giden
Başsız başı geçmiş bir halkadan
Akşamdı bazen sabaha esen
Şuana seslenen kaybolmuş bir anıdan
Oysaki her sabah ellerimin arasından geçerdi
Her teli fırtına olan saçları
İbre keskin bıçak gibi dayanmış boynuma
Vaktinde pençelerinin izini geçirecek ruhuma
Ellerimle tutmak koca duvarları
Dişlerimi geçirmek erişemeyeceğim zırhlara
Söndürmek kalbimdeki o yankılanan tınıyı
İstiyorum yaşamın zuhurunda olmak
Paslı çarklar arasında sıkıştırılmış insanlık
Ağır ağır zamanı dağlıyor
Bir yudum su o çarka işleyecek
Bir yudum ömre atılmış o düğümü çözecek
Kalbi tutan eller tanıyorum düğümlere aşkı işleyecek
Seyirde bekliyorum vicdan gemisi limana gelene kadar
Başımı kaldırsam görecektim parçalanmış geceyi
Ağzımı açsam haykıracaktım hale hale bulutlara
Kurşunlar içimi yaktı, bombalar beynimi deldi
Sabah kadar sürdü yaşamak dirsek çürüttüğüm rüyalarda
Tuttuğum eller kaydı mezar kadar derin anılara
Harbin güneşinde hayatlarını yakıyordu insanlar
Kalbin en ince sırrına sarılıdır zaman
İmzasını kanın her zerreciğine atan
Nakış gibi işlendiğinde hayattır artık arta kalan
O da biter bir gün ne yaşam kalır ne de yaşayan
Kolunda bilir zamanı koluna sarılmış bir kayış
Oysaki saat değildir zaman ya da saate sarılı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!