Ben İstanbul’u gördüm, unutamıyorum!
İçinde kocaman bir tarih yatıyor.
Bir de şimdi görün, utanıyorum!
Tarihi unutmuş bir gençlik yatıyor.
.
İçimden geldi bu sabah, döküldüm dizelere,
Ben İstanbul’a hasret, İstanbul mazilere.
Hayranım milyonlar barındıran gizemlere,
Gaflette uyanası bir nesil yatıyor!
Kimine sevdadır İstanbul, kimine acı hayat,
Ey koca bunak dünya, fazlalıklarını at!
Kıyamet mi kopmuş ne, İstanbul üzerine?
Kabahatlarla dolu hayat, heyhat ki heyhat!
Sütunlar çarpmış bize, kubbeler çökmüş üstümüze.
Ölü toprağı serpilmiş sanki üzerimize.
Kaldırın başınızı dostlar, silkinelim topraktan!
Uyanma vakti geldi, sabah olmuştur çoktan.
Kandiller yakın artık karanlık yolunuza,
Bırakın tefrikayı, verin omuz omuza!
Birlikte yürüyelim aydınlık yolumuza,
Terk edin serkeşliği, son sözümüz bu dostlar!
Arif Bıçakcı
Kayıt Tarihi : 2.3.2009 21:25:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)