Geliyorlar, sırtlarında yükleri ile
Bir yorgan, bir döşek, yastık ile
Geldiler İstanbul'a bir lokma ekmek için
Önce ev aradılar gece uyumak için
Bulamadılar, bulamadılar
Otel parası denkleştiremediler
Zamanın büyükleri, gidin dedi dağ başına
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Devamını Oku
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
hayatın gerçegini ne kadar güzel anlatmışsınız figen hanım yüreginize saglık saygıalrımla yıldırım şimşek
.
Şiiriniz bize eski 1 hatıramızı hatırlattı...
Vaktimiz var...paylaşmak isteriz...
.
Rahmetli babam nakliyeciydi...76 model burunsuz 1 bmc kamyonumuz vardı...Sanırım 8-9 yaşlarındaydım ve İstanbul-Avcılar tarafına yük götürüyorduk...Boğaziçi köprüsünden ben uyurken geçmişiztik,uyanmış veağlıyordum...:)...Babama dedim ki:-Baba,İstanbul'a geldik mi?..(-Geldik,hatta geçtik!..)-Geri dönecez mi gene?...vs. vs. sorup duruyordum...Hiç unutmam,babam önünden geçtiğimiz tabelayı gösterdi bana:...-İstanbul:40 km!...Derken kamyonun yükü boşaltıldı ve geri dönüş yoluna çıktık...heyecanlıydım...dönüş yolunda bakmadık bina araba bırakmamıştım...dile kolay;İstanbul'un Merkezini görecektim...Derken Sirkeci'ye vardık...Babam dedi ki:(-Oğlum;İstanbul'un merkezi işte tâm burası!)...O kadar sevinmiştim ki;anlatamam...Düşünemiyordum bile;ben İstanbul'un tam merkezindeydim...Babam Tahtalı'ya geri dönüş yükü bulmak için çıkmış ve kapıları kitli tutmamı da sıkı sıkıya tembihlemişti...Gelip geçen arabaları seyrediyordum...o kadar mutluydum ki...Ve tam o esnâda bakındığım güzel 1 taksi ani 1 frenle durdu arkasından gelen kırmızı 1 doç komyenet ise ona arkadan öyle 1 vurdu ki...10 metre mesafemde tam gözlerimin önünde olmuştu her şey...Ve derken taksinin ardından 2 kişi önünden de şoförü çıktı,ve kamyonetçiyi arabasından indirdiler;...gerisini anlatmayım artık...Allah ne verdiyse yani:)...Adama o kadar acımıştım ki...
Şimdi bana kim;-İstanbul'un merkezi nere? diye sorsa,aklıma hep o Sirkeci İskelesi ve o kamyonetçi geliyor...
Doğrudur Efendim...İstanbul'un taşı toprağı altındır...
Ama bizler,İstanbul'un altını üstüne getirireli de; bayağı olmuştur...
Saygılarımızı Sunarız...
Vesselam
Çok güzeldi cidden yürek yarasını anlatan bir şiirdi..Tebrik ediyorum..Yüreğinize sağlık..10 puan benden..
uzaklarda çok uzaklarda...
güzel şiir olmuş.
toplumsal bir yara açılmış tebrikler
Ben de bir canlı göçe şahit oldum...Otobüsle hem de...Eşyaların üstü açık,dağınık,çocuklar perişan,üstleri yırtık pırtık,çorumdan Mersin'e göçen büyük bir aileydi bu...Büyük şehirlerin kaderi bu...Tebrikler ve tam puan.
Bir şiirle yaşanan insanlık dıramaı bu kadar anlatılabilir sizi yürekten kutlarım kaleminiz
daim olsun
Sevgili Figen hanım.........Çok güzel izah ettiniz. Çok gizel mısralar...........Teşekkürler
Etiler, Yeniköy, İstinye, Bebek sırtlarını parselleyip kat karşılığı satanları da unutmayalım. Paraya para demezler, kuru fasulye cacıkla viski içerler, kedi- köpek sevmezler, çiçek yetiştirmez , dans etmesini bilmezler. Her gelen akrabasını da çağırmıştı, amip hücreleri gibi çoğaldılar. At nalı gibi kolye, duvar saati gibi kol saati takarlardı. Otobüslerde gaz kaçırır, geğirirlerdi, bir elleriyle devamlı bir yerlerini karıştırırlardı. Bakmayın dikiş tutturamayıp gidenlere, İstanbul onların artık. Yere tükürenler, kadına kıza laf ....... atanlar. Ülkemin güzel insanları, kardeş kardeş yaşayacağız.
Birol Hepgüler.
İstanbul'un acıgerçeğini çok güzel şiirleştirmişsiniz.Figen Hanım
kutlarım.Vaktiniz olursa *İstanbul Kaçkını*şiirimi okursanız ben
de bu şiirimde benzer konuyu işlemiştim.Sevgilerimle.
Şiirin anlamlı ve güzel bazı yerlerin şehir yaşantıları
biraz enteresan oluyor yinede biraz heryer heryeri
biraz acayip düşleyip görüyor hörmet ve taktirlerimle
Bu şiir ile ilgili 16 tane yorum bulunmakta