Hiç Kızkulesinden baktın mı kıyıya
Hiç açıldın mı sandalla Boğazına
Bir kez olsun oltanı salmadın mı suyuna
Secdeye varmadıklarının sayısı hala daha mı çok camilerinin
Sesin de mi yankılanmadı daha Sarnıc’ta
Çamlıca’danda mı bakmadın aşağıya şöyle bir
En güzel elbisenli bir gün İstanbul’da! …
Bir İstanbul imtihanıdır her gün huzuruna çıktığımız
Ve gözü üzerimizdedir sevgilinin bilesin ki
Sokağını değil! İstanbul’u çiğnediğini düşündün mü ayaklarınla
Ve özel hissettin mi kendini bununla
Keza kimler göçtü bu dünyadan bir saniye İstanbul’suz
Hiç incindiğini düşündün mü senden Şehr-i nadidenin
Kaldırdın mı yerden bir çöpünü her kim attıysa pervasız
Değil ayıp! hatta günah saydın mı tükürmeyi toprağına taşına
Ve hiç düşündün mü ecdat kanıdır kalan marifetinin altında
O ecdat ki! vicdanlarımıza patlayan mayınlar gibidir atılan her adımda
Borçluyuz Kocaşehir’e borçlu! ödemeden göçüp gideriz
Peygamber de dahi bir emeldi,yüceliğine yoktur şüphemiz
Sorgumuz var ondan yana sanırım sorgumuz!
Bir taşı da İstanbul olsa Sırat’ın,hangimiz geçecek acep hangimiz
Çoktandır almadıysan bir müjdeli haber
Müjdenin bağrında olupta nasıl yaşanır bundan bihaber
Aç pencereni de bir bak ve karar ver
Kaç millettir ki hatırlamalısın işte bu manzarayı düşler
Haklı değilsem bunca sözde
Duymadıysan bir nedamet derinden
Dolmadıysa pınarları gözlerinin
Gelmediyse içinden, yarılacak yerin dibine geçesin
Tam ortasında değilsek emanete hıyanetin
Ve bütün mesele yaşamaksa bu emaneti vur patlasın çal oynasın
Ha o zaman! ..
İşte o zaman
Sen İstanbul'lu değilsin!
İstanbul biraz Sen’lice!
Kayıt Tarihi : 4.4.2006 23:54:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (2)