…ve gökyüzünün sultanı bulutlar vardı
ve siyah yalnızlıklar giyinmiştim ötelerden
yağmur damlacıklarının tenimi okşadığı andı
zamanın yalancı tasvirlerini besteledim
İstanbul mütebessimdi
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
…ve gökyüzünün sultanı bulutlar vardı
ve siyah yalnızlıklar giyinmiştim ötelerden
yağmur damlacıklarının tenimi okşadığı andı
zamanın yalancı tasvirlerini besteledim
BESTELEDİKÇE AŞK MUHABBETİNE DOYULMAZ OLDU SEVGİLİ İRFAN BEY.
BİR 10 PUAN.
SEVGİYLE HOCAM.
Gökmen
Ey sevgili ey İstanbul
Cüretli bir eylülün vebaline vurulduk
Şimdi hüzün bahtımıza yakışan
Gözde yaş serde aşk elde var gam
Neylersin neylersin zaman akıyor
Şair İstanbulu tasvir edilmesi gereken biçimde yapmayı bilmiş .Doğal güzelliği ve şiirin şairlerce evrimi... tasvirden duyguya geçildiğinde başka bir hale giriyor. o zaman o sözler diline kuş kanadındaki tüy hafifliğinde yerleşi veriyor.'
Şimdi hüzün bahtımıza yakışan
Gözde yaş serde aşk elde var gam '...
tebrikler İrfan can.
Evet,
sevgili İrfan beyin dediği gibi;
'Yıldızların en kıpırtılı yerlerinde parıldar aşk...'
Yüreğinize sağlık efendim.
Sevgi ve Saygılar.
Zamansızlık nedeni ile okumayı ertelediğim 'İstanbulla Dertleşmek' İsimli şiir serinizi bugün okuyabildim ancak.
Hani derler ya ;
Dışı sizi yakar içi bizi demek geldi içimden bir İstanbul yaşayanı olarak:-)
Ancak şiirleriniz Tarih,duygu ve nesnel durumları birleştirip her haliyle anlatmış İstanbulu...
İstanbul kimlere ne şiirler yazdırdı, daha kimlere ne şiirler yazdırır...
İstabul şiirleri içinde sizin şiirlerinizinde sağlam bir yer edineceği kanaatindeyim.
Emeğiniz kendini gösteriyor.
Kutlarım sizi...
Selam ve sevgiler...
Gül
İRFAN KARAPINAR'DAN İSTANBUL'U OKUMAK APAYRI BİR ZEVK...
YÜREĞİNİ KUTLUYORUM AZİZİM.
TAM PUAN
Can dost, kelamın çok güzel yalnız istanbul şiirleri çok ya
yeter artık ülkemizde birçok yer var oralarıda hatırlıyalım. değilmi saygılarımla.
Istanbul'u dizelerinizden daha başka tanımaya başlıyorum. Tebrikler
hocam çok güzel olmuş tebrikler ama bir kaç anlamadığım kelimeler var bana göre ağır
Muhabbetine yârin doyulmaz lâkin
Bir de gönül doyaydı bir de olaydı sakin
Yağmurlar dilenirim gözyaşımla barışık
Ah vefakâr bulutlar efkârıma alışık
Sen bir devsin ben cüce bekle İstanbul
Sözlerine gözlerimi ekle İstanbul
…ve siyah yalnızlıklar giyinmiştim ötelerden
yağmur damlacıklarının tenimi okşadığı andı
zamanın yalancı tasvirlerini besteledim
İstanbul mütebessimdi
güzel bir hasbuhal olmuş yüreğinize sağlık değerli gönül dostu selamlarımla
muhteşem bir çalışma kutlarım canı yürekten sevgi ve saygılarımla...izmirden 10 puan..muhsin yener
Bu şiir ile ilgili 24 tane yorum bulunmakta