Havası griye çalan İstanbul’da, sıradan bir gündü,
Henüz yazılmamış, bir roman kadar da uzun.
Yelkovan akrebi, saniyeler saliseleri kovalarken,
Zift kokan yollar ayaklarımın altında eriyordu.
Tramvayın kalabalığından sokaklara akıyor insanların yorgun gölgeleri,
Sonra, martılar kadar özgürdüm gökyüzünde.
İstanbul kollarımda... Sevgilimsiz...
Bir deniz bekliyorduk. Duvara çarpıp ölmesi gibi
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem
Devamını Oku
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem