İstanbul İçin Şiir Yıl: 1996

İbrahim Faik Bayav
380

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

İstanbul İçin Şiir Yıl: 1996

-Ben, İstanbul'da Doğdum-
Doğduğum ilk günlerin parıldayan havası,
Ummadığım biçimde rengini atıp soldu.
Ortalığa çıkınca çağdaşlaşma modası,
En güzide mekanlar ihmal kurbanı oldu.
Şimdi, 'ah' mı edeyim 'bitti İstanbul' diye?
Yoksa, ağlayayım mı, 'gitti İstanbul' diye,
Kabuğuma çekilip, göz yaşı mı dökeyim?

Yollar yapıldı geniş, şehri, şehre bağlayan.
Tamam! Şirin Boğaz'a gerdanlıklar takıldı.
Dolar-Mark gölgesinde, şahsa güven sağlayan,
Tepeye anıt gibi gökdelenler çakıldı.
Şimdi, sevineyim mi, İstanbul, 'döndü' diye?
Yoksa, bir beton için bir ağaç öldü, diye,
Kabuğuma çekilip, göz yaşı mı dökeyim?

Anadolu'dan koptu bağrına yerleşenler.
'Taşı-toprağı altın' ünlü sözüne kandı.
Bir mekan edinmeye sırada bekleşenler,
Kimi sele kapıldı; kimi çöplükte yandı.
Şimdi, söyleneyim mi 'çağdaşlık...' diye diye?
Yoksa, İstanbulum'a, bu haller niye, diye,
Kabuğuma çekilip, göz yaşı mı dökeyim?

Okursam anlıyorum: Haliç, tarihte kalmış.
Boğaz'ın güzelliği, sadece nâmelerde.
Denizleri, gafletin bin bir payesi almış,
Meçhullere gidiyor tuttuğu gemilerde.
Şimdi, dövüneyim mi beste yapamam, diye?
Yoksa, denizlerinden neş'e duyamam, diye,
Kabuğuma çekilip, göz yaşı mı dökeyim?

Bazen, yağmur altında sırılsıklam olarak;
Bazen, sisler içinde gezerim İstanbul'u.
Bazen, günahı görüp, ıstıraplar duyarak;
Bazen, fethin ruhuyla özlerim İstanbul'u.
Şimdi, uğraşayım mı fetih yapılsın diye?
Lakaytlar, endişeye düşsün takılsın diye?
Yoksa, Yüce Rabbim'e, bir fatih çıksın, diye,
Dualarla yalvarıp, göz yaşı mı dökeyim?

(2 Haziran 1996)

İbrahim Faik Bayav
Kayıt Tarihi : 16.4.2006 20:58:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İbrahim Faik Bayav