İSTANBUL HAYDARPAŞA’DA
Haydarpaşa garında, bir garip akşam,
Anadolu’dan gelen yolcu perişan, tren perişan...
Sırtlarda, sele sepet, birer kat yorgan,
Düşmüşler umudun cazibesine.
Köyünde yarım bir ağa iken,
Haydarpaşa’da, çaresiz birer çoban...
Ne akıl veren var, ne de yol gösteren,
Bir hemşeri bulma peşindedir yorulmuş gözler.
Birazdan dağılıp gidecekler, caddeler boyu,
Daraldıkça daralacak yürekler gibi, kaldırımlar,
Eriyip gidecek yine, o dağ gibi adamlar,
Bir meçhule doğru, atılırken adımlar...
Kimi geldiğine pişman, kimi gelmediğine,
Geride kalanlar gidene gıpta edecek,
Gelip de ulaşan nefret edecek,
Hayallerde İstanbul, böyle bitecek...
Görünecek İstanbul’un bir başka yüzü.
Ne ana baba, ne çoluk çocuk farkında,
İçine düştüğü şu koca şehrin...
Zaman gelecek, vakit geçecek,
Şu genç kız serpilip güzelleşecek.
Farkına varacak, beynine düşen ilk yıldırımın,
Yazık, yosması olacak, ümitle bastığı bu kaldırımın.
Yine bir tren geliyor umuda doğru,
Yazık mı yazık, yine dopdolu...
Zekeriyya BİCAN
Zekeriyya BicanKayıt Tarihi : 10.1.2005 11:09:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Saygılarımla....
Profesör Doktor İbrahim Necati Günay
( www.ultrailan.com )
TÜM YORUMLAR (2)