Bu hafta sonu İstanbul’daydım
hediye almak istedim dostlarıma
döndüm dolaştım dört bir yanı
trafik sıkışıklığı, insan kalabalığı
bırak kalsın dedim çarpık kentleşme.
Bana Kızkulesi’ni verin
martı çığlıkları ile
bana Ayasofya’yı verin
mavi camii Sultanahmet’i
yanında Ortaköy’den bir sinagog
binlerce yıllık beraberlik
ürünü bol coğrafya
çeşidi sonsuz çarşı
aklıma geldi bir anda Kapalıçarşı
hangi dosta versem
kırk bin yıllık hatır alır.
Bir ada vapurunu sarıp sarmalayın
bir sıcak İstanbul simidi, bir demli çay ile
şiir sever bir dostumun içini
ısıtsın güneş gibi.
Hükmedip
hırçın esen boğaz rüzgarına
Adalar’a vardım.
Sanki
hepsi
bir dizi
tespih tanesi.
Sonunda
bir avuç
çakıl taşı
seçip
tek tek dostlarıma ayırdım.
Çakıl taşı
deme,
her birine
asırlık dalgaların anısı
binlerce yılın güneşi
sinmiş iyot kokusu.
Onlar ersin muradına
ben varayım tadına.
İstanbul’un adına
İstanbul’un hatırına
İstanbul hatırası.
Kayıt Tarihi : 18.4.2007 11:17:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!