Ortaköy’ün bir çayhanesindeyim;
İkindi vakti İstanbul’un.
Karşımda bir martı gibi gelip geçen
Vapurların boğaz sefası
Ve rıhtıma; sevgilisini okşayan bir el gibi
Denizin dalgası.
Bir masada çayımı içerken yudum yudum;
Gönül tellerimi titreten bir ses duydum.
Deniz gözleri ışıl ışıl,
Saçları bir tutam alev;
Servi boyluydu;
Belinde kemeri dar,
Karşımda duruyordu;
Öyle bir güzeldi ki, İstanbul kadar.
Yüreğime boğazın dalgaları taşındı ansızın.
İçimde çoşan duygu dolu hislerim
Ve peri dilberine bakakalan gözlerim.
‘’Ha gayret!’’ dedim, kendi kendime,
Dayan dizlerim.
Sönük kalıyordu güneş, hüsnü cemalinden
Tutasım, sarasım geliyordu o ince belinden
Dalgalı deniz gibiydi, dalga dalga saçları
Adeta sarhoş olmuştum güzelliğinden.
Ne aklım başımda şimdi, ne kendimdeyim,
Bir bulut misali gökyüzündeyim.
Ellerim bir başkasının çayında yudumlarken denizi,
O, ok misali bakışlar,
Deldi kalbimi, yara oldu izi.
Anadolu’ya bakarken, Avrupa yakasından,
O masal perisi gitti, ben bakakaldım arkasından.
Kayıt Tarihi : 9.1.2018 19:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!