İstanbul Gibisin
Gözlerin günümü aydınlatan güneşken
Sözlerin gönlüme düşen yakıcı bir korken
Ben seni hala deli gibi severken
Güneşi parlayan İstanbul gibisin.
Gitarımın tellerinde dolaşan bir melodidir adın
O güzel anıları unuttun, bir daha hatırlamadın
Burada yalnız seni bekler bu çaresiz kadın
Gidipte dönülemeyen İstanbul gibisin.
Aşkın bir fırtına gibi eserken kalbimde
Sensizlik ateşi yakıp kavuruyor beni evimde
Kafamda çizdiğim senaryodasın, gönlümün her yerinde
Yolları çıkmaza ulaşan İstanbul gibisin.
Göçlere doymuş bir kent gibi
Silemiyorum gönlümdeki derdi, kederi
Yalnız başına kutlanan doğum günü misali
Çiçeği mavi açan İstanbul gibisin.
Kahramansız bir oyun sahnesinde
İşte orda hayalin, bu oyunun perdesinde
Gecenin karanlığında, sensizliğin gölgesinde
Kimsesiz figüranları oynatan İstanbul gibisin.
Ölümün kokusu sinmişken üzerime
Hadi gel, son bir kez bak gözlerime
Koy o güzel ellerini ellerime
Gönlümün mezarını taşıyan İstanbul gibisin.
Kayıt Tarihi : 7.2.2017 21:55:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)