işte yine bir sonbahar
hazan sevişmelerinde yeryüzü
ve uzaklığın senin
göz göze hüzün
ve can yakan hasretin senin
aşk ile sarılmaların
yaprakların sarı sarı dökülüşü
sonra üzgün ve coşkun yağmurların
ıslak sokakların
saçak saçak damlalar
ve sevmelerimiz
damla damla çoğalan sevmelerimiz
engin denizlere açılan gemiler gibi
alıp başını giden sevmelerimiz
gözlerin büyür buğulu camlarda
baksam ölürüm
bakmasam başka keder
bulutlar yürür gözlerine /mavili-grili
yıldızlar örter üstünü
gökyüzü örter
gölge gibi geçerim bakışlarından
çocuk deniz
oynar köpüre köpüre
içi bulut yüklü bir gemi gelir uzaktan
limana inersin bir beklediğin var gibi
ufukta bir avuç kızıllık
barut kokusuyla gökyüzü
üstüne üstüne gelir
bir türkü tutturursun yanık ezgili
burkulur yüreğin için
sakın ağlama, dayanamam
şairlerin senin
barışı yaza çize
örs ve çekiç sesleriyle işçilerin
gürül gürül yürek sesleriyle
delinir dibi karanlığın
gümüş sulara ay düşer
en acı yerinden kopar tarih
hiçbir bilmece çözümsüz kalmayacak
bilirim
toprak uyanır, su uyanır
kıvılcım kıvılcım bahar uyanır
uyanır bilumum canlılar
dağlar yürür, ovalar uyanır
cemre düşer, dünya uyanır
iki kaşın arasında bir onulmaz ağrı
patladı patlayacak tomurcuk
yazlar, kışlar, bu cennet
bu cehennem, evren uyanır
bir büyülü senfoni
hayat ezgisi
bir ölüler uyur, bir de bakar körler
ellerini ellerime ver ey yar
terkedip gitmeden yeryüzünü
ay doğsun içimdeki dağlara
tut ki aşk hep onsekizinde
sevişmek de olsun çağla yaşil tadında
ve umut keskin bir bıçak gibi saplı dursun göğsümüzde
ben ülkem derim
aklıma namuslu yokluklar düşer
İstanbul derim
namussuz varsıllar dünyasında
pusu pusat varoşlar
kanlı ellerini batıra batıra kılcal sokaklarına
sefalet emen sülükler düşer
ben İstanbul derim
içime bir yangın düşer
sen derim
dehşet bir fırtına başlar
ölüler susar, ben susarım
say ki
gümbür gümbür yaşıyoruz
anlaması zor değil
gece sarhoş, gün sarhoş
bu devran böyle
sen sarhoş, ben sarhoş
şarap damıtıp bade süzmedik oysa
ant olsun ki bilirsin
ölmekten korkup yaşamaktan bezmedik
can sarhoş, canan sarhoş
önce birer birer
sonra beşer onar tutuşup elele
geldik bu güne
ülke beşik oldu
belendik
vurula düşe bilendik
ekmeğimiz aşımız dilsiz
soframızda ağıtlar bereket
bizi bizden sorun
diyecek sözümüz var elbet...
bu nehir deli nehir
mahzun hülyalar gibi duru
söğüt dallarını suya indirir
dur durak bilmez bir akış
ne giden gelir
ne gelen kalır
beni böyle vurmasan
kalemin ince telinden süzüp
mısralar kurmasan
olmaz mıydı ah
karşımda öyle davetkar
öyle hercai durmasan? ...
umudun filizleri yeşil
beklemenin şafağında selam durmuş gibi
hıncıdır krepüsküllerin
eyvallah etmemiş
vurmuş göbeğine davulun
dayamış ağzını diline zurnanın
halay, horon solumuş, bar solumuş
zılgıt zılgıt gelinlik çağında kızlar
püskül perçem delikanlılar omuz vermiş
yer gök inlemiş
işte ülkem, işte halkım benim
horlanmış, yerilmiş ama yenilmemiş
yüzün ışıl ışıl /kristal gibi
gözlerine bakınca
bir çınar büyür içimsıra
ilk bahar olurum /sırılsıklam
bu deli hüzün
bu dörtnala hasret
savurur beni yurttan yurda
ışıkları söndürme
biraz daha bekle
bu tufan da diner elbet
yol yaslanıp dağ bükülür
öyle bakma yüzüme /denizler gibi
içinde şiirler biriktir
zamanıdır menekşelerle açmanın
gökler döner üstüne
her yanın yıldız yarası
öyle bırakma kendini
sen bitmemiş bir kavganın sırrısın
atomların büyülü mekanizmasında
susmak ölmektir bilesin...
Kayıt Tarihi : 7.11.2005 00:58:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Meral Vurgun](https://www.antoloji.com/i/siir/2005/11/07/istanbul-derim.jpg)
seni ve her şeyi bulduğum,
güzel İstanbul derim.
...
Kaleminize sağlık...
Suna Doğanay
her zaman dolu her zaman güçlü dizelerde yürek atımı
hep böyle çağlasın şiir sesin Maralım
rüzgarla dansın yarım kalmasın sen sevginin sen kavganın karanfili can dostum candan kutlarım sevgi saygılar öptüm bir yol yürek atımı yüreğini
sakın!
sevgiler
TÜM YORUMLAR (9)