Hayat güzel
Hayat çirkin
Hayat iyi
Hayat kötü
Hayat kolay
Hayat zor
Hayat kısa
Hayat uzun
Hayat merhametli
Hayat gaddar:
Bakmaz gözünün yaşına,
koparır insanı sevdiklerinden
akaar
akaar..
akar!
Baktım da İstanbul’un
her yanı mezar..mezar
Nice taşın üstünde
dev gibi isimler var
..
Örneğin Aşiyan’da:
Orhan Veli..
Attila İlhan
Tevfik Fikret
Yahya Kemal..
Özdemir Asaf
Edip Cansever
Ahmet Hamdi Tanpınar
“Dönülmez akşamın içindeyiz” der gibi
Münir Nurettin usta
onlara beste yapar!
….
KARACAAHMET’TE:
Nedim
Nefi
Ve Baki
0 eski İstanbul'u
gönlümde yaşattılar
ve sonra
0ktay Rıfat
Reşat Nuri..
Fazıl Hüsnü Dağlarca….
Bakırköy’de:
Cenap Şehabettin
EYÜP’te;
Necip Fazıl
Ahmet Haşim
Ümit Yaşar Sanat Galerisi’nde!
Ümit Yaşar Oğuzcan
EDİRNEKAPI ŞEHİTLİĞİ’NDE:
Nihat Sami Banarlı
Peyami Safa
Muallim Naci
Mehmet Akif Ersoy
KÜÇÜKYALI-Altıntepe’de:
Bedri Rahmi Eyüpoğlu
ZİNCİRLİKUYU’DA:
Faruk Nafiz Çamlıbel
Yusuf Ziya Ortaç
Abdülhak Hamit Tarhan
Asım Bezirci
Ömer Seyfettin
Kemal Sunal
Sadri Alışık
Behçet Kemal Çağlar
ÜSKÜDAR-Nakkaştepe’de
0rhan Şaik Gökyay
.
ZEYTİNBURNU Mezarlığı’nda:
Sadettin Kaynak
Abdüllak Şinasi Hisar
Hamdullah Suphi Tanrıöver
Halide Edip Adıvar
kısa keselim,
yoksa şiir uzar
Sait faik
Ömer Seyfettin
Recaizade Ekrem
Nurullah Ataç
Ve daha nice sultan
şehzade ve hükümdar
“Ahh İstanbul! ” diyerek
burada yatmaktalar
Mimarların mimarı
koca Mimar Sinan da
Süleymaniye Cami’inden
rüzgarlara el sallar!
...
Ben onlardan öğrendim,
İstanbul’da neler var!
Mavi duvak altından
İstanbul nasıl bakar!
Ve neden,
her köşesi rüya gibi bu kentin
Her taşının üstünde
vuslatsız aşklar yaşar!
Boğaz’daki vapurlar
Niçin çığlık atarlar
Neden deryayı öper
dudağından, martılar
Galata el sallarken
Haliç’in üzerinden
Niye hep uçmak ister
Salacak’ta kayıklar
Niçin hep tarih kokar
sokakları bu şehrin
Niye hep sevda tüter
ekmek yüklü kıyılar
..
0 ulu minareler
insan için değil mi?
Peki şu Sultanahmet
neden Boğaz'a bakar!
Kubbeler, birbirine
niçin böyle yaslanır
Sorsam, bana söyler mi
şu Beykoz’lu ihtiyar
Yedi tepe üstünden
İstanbul’a bakınca
Niçin ateş değil de
Kar yağıyor gönle, kar!
..
Ne diye güvercinler
kanat açar gönüle
Her göreni İstanbul
ne diye böyle yakar!
Ayağını dayayıp
Ortaköy Camii’ne
Gönlüm gibi o köprü
niçin semaya uzar!
..
Kervanı hiç bitmez mi
Kapalı çarşıların
Yolcusu tükenmez mi
Haydarpaşa Garı’nın..
Neden kokusu başka
şu Gülhane Parkı’nın
Neden gençleri çoktur
Beyazıt Meydanı’nın
..
Eyy, bütün endamıyla
gönül çalan saraylar
Eyy, kalbimi yerinden
kıpırdatan cumbalar
Dört yanı cennet gibi
aşk kokulu bu şehrin
Neden her bir köşesi
böylesine efsunkâr?
Sus! Söyleme, bilirim!
Benim üstatlarım var.
Her biri İstanbul’un
yüreğinde yatarlar
Ben onlardan öğrendim
İstanbul niçin vakâr!
…
Bu yüzden huzurluyum,
böylesine bahtiyar
İstanbul bir kent değil
gökten düşmüş bir diyar!
Bu İstanbul,
insanı
billahi şair yapar!
...........*...............
14.07.2009
Kayıt Tarihi : 14.7.2009 13:49:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!