Bir kızıllık vardır ufukta
Boğaziçi’nde, Haliçte ve Galata’da
Bir hüzün kaplamıştır kadim hisarları
Görüntü yasa boğmuştur parlak semayı
Güneş terk ediyor yine Şehr-i Sultaniyeyi
Tüne boğuyor o nezih bereketli şehri
Önce kızarıyor sema utancından
Sonra bürünüyor karalara yasından
Seyrediyorum bu kadim batışı eski bir vapurda
Benimde içim yanıyor sanki her kararışta
Üzülüyorum bakarken o güzel adalara
Günde rahmet, tünde şer yağan mavi gözlü kıza
Her şeye rağmen yinede aşığım o kadim surlara
Camisiyle, kulesiyle insanı bağlıyor hayata
Herkesi bağrına basıyor sorgulamadan
Kimini eder zengin kimini koparır hayattan
Sonunda çöker o netameli karanlık İstanbul’a
Açar gözlerini kötülük dalar hayata
O tün yine ocaklar söner canlar yanar
Şehrin çocukları köprülerde yatar
Kayıt Tarihi : 10.10.2007 20:09:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
14 (4 sene önce) yaşında İstanbul'a gitmemin ardından yazmış olduğum bir şiir. Tabii ki yaşımın da etkisiyle şiirin kalitesinde bir düşüş var fakat yine de 14 yaşa göre fena da sayılmaz.
o anda ışığa gelişi dolanışı gibi böceklerin
bir de bakmışsın ta nerelerden ,İstanbul'dasın hemde parasız pulsuz..Tabii ki genç başta serlik..
Bir de üstelik doğasının harukulede güzelliği ve zenginliği..İstanbul akşamlarında yaşanan
büyünün cezbedişini dizeleyen ilhamınızın şiirini tebrik eder,başarılarınızın devamını dilerim..
Esen kalınız.Erdoğan Vural
bu siiri yeni siir yazmaya baslayan genclerimiz okumali
örnek güzelliklerden biri...
TÜM YORUMLAR (2)