***Resim bir varlığın cansız fiziğini renkli veya renksiz çizerek veya kopyalayarak tabetmektir; san'atkârı onda ruh da ifade edebilir...
Şiir fiziği, ruhu, canı, canlılığı, hareketi, rengiyle, tadıyla, tuzuyla hülyâ, müşâhede ve mânâ hayatiyetinde onu içe indirecek kelimelerde neşv-ü nemâ ettirerek sözde, ifadede resmetmektir...
Her şey resmedilebilir ama Istanbul başka...
Istanbul'da lâhutî bir cihet var. O'nu Cenâb-ı Hakkın; kâinatı yüzü suyu hürmetine yaratıp, Habibim diye ismini İsmi ile kaydettiği sevgili Nebî'i methetmiş... Nasıl ki o Resul’ü resmetmek hakkıyla mümkün değilse, bu sır cihetiyle Istanbul'u resmetmek de belki şurdan-burdan fotoğraflamak gibi olabilir... Yoksa bir şiirin hacmine sığdırmak ne mümkün... Ya bir roman yazıp, kelimeleri alt-alta şiir formatında sıralayacaksınız, ya da, size verilen kelime hacmi içerisinde kalıp o kadarıyla iktifa edeceksiniz... Ben bu hale kendimi baştan mahkûm hissettim...
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.