Mor sümbüller yan yana, duvarlardan salınmış
kolla beni, kokla beni dercesine.
Sevgililer gibi birbirlerine yanaşmış, beklercesine, yürürcesine.
Erikler çiçek açmış..
Pıtrak..,
Olsa da tuza bansak yesek.
Biraz da fazla toplasak,
eve götürsek.
Bahçenin yol kenarında hanımeli,
insanı cezbeden.
Ortancalar duvar boyunca yükselmiş, renkleriyle ferahlık veren.
Sene boyunca açan güller yediveren,
mis kokuları uzaklardan nefeslenen.
Saka kuşları okul önlerinden,
azat diye bir sonraki yakalanışlarına kadar,
salıverildikleri kafeslerden
göğe kanat çırpar.
Turşucu Satılmış, şam tatlıcı Şakir,
simitçi Cemal ve kuru yemişçi Özer
mevzilendikleri köşelerde son zilin sesini,
sonrasında sokağa saçılan öğrencileri bekler.
İl sınırları içinde,
bunlar geçmişte kalmış.
Şimdi her yer beton her yer gökdelen.
Artık balkonlarda yeni moda..,
İrili ufaklı saksıda,
sebze ve bir kaç bodur ağaç görülen,
yeşil hasretiyle ekilip büyütülen.
Kuş niyetine sevdiğimiz,
cam kenarında su verip yemlediğimiz,
kara karga, martı, hadi bilemedin güvercinlerimiz.
Sığırcıklar kayboldu..,
yoksa göremiyor muyuz..
Kumrular Üsküdar'a,
yusufçuklar Eyüpsultan'a
gidelim demiyor..
yoksa duyamıyor muyuz..
İspinozlar, isketeler
yazık.., hepsi ufkumuzdan çekildiler.
Ağaç tepelerine çatılara,
tütmeyen tuğla bacalara..,
Yuva yapan hacı leyleklerin,
tek ayak üzerinde verdiği resimlerin
görülmesi şimdilerde imkansız.
Ne yazık ki çoğunluk...,
Bu güzelliklerin kaybolmasına duyarsız.
Sokakların efendileri,
gece gündüz uyuyanları gezenleri,
tekirler, sarmanlar, çeşit çeşit kediler..
Ya yoğun trafikte araç altında ezildiler,
ya sadist vahşilerce katledildiler.
Bazen de sahte merhamet adına,
iğdiş edildiler.
Çıtalı uçurtma yapan ve uçuran..,
Çember, topaç çeviren,
Silivri yoğurdu satan Hasan amcanın..,
Yoğurt üzerinden
Biriktirdiği kaymağı parmaklayan
bir çocuk var mı, kaldı mı,
hiç rastladınız mı ?
Kendi yaptığı oyuncakla vakit geçiren,
mahalle çeşmesinden kana kana su içen ?
Şimdikiler, sokağa çıkması yasaklanan
2 saat geçince oyuncağını kıran,
yenisi alınsın diye eti kesilmişçesine ağlayan..
Tek çocuk, kardeş olmayı bilmeyen
kardeşini sevmeden kavga bile etmeden
öylesine büyüyen.
Yaşlanan anne babalar
zor birer yük sırtlarda.
Çekirdek ailemiz bize yeter. (!)
Ne kadar kan bağımız olsa da..,
Yakın akrabalar, kuzenler bile unuttuğumuz bireyler.
Komşu komşunun külüne muhtaç derlerdi
şimdi yan dairedekileri tanımadan
iki sohbet edip selamlaşmadan
senelerce komşuluk (!) ediyoruz.
Bir ihtiyacın varmı diye sormuyoruz.
önceleri politize idik.
bilsek bilmesek her şeye maydanoz
bilgimiz olmadan fikrimiz aşırı doz.
Sorunlarla ilgilenmeyi şimdilerde unuttuk.
tek açıdan bakmayı
eleştirilere kulak kapatmayı
her sorunda üç maymunu oynamayı
maharet bildik.
Yandaşı olduklarımızın
gönüllü borazanı,
kraldan daha kralcı olmayı ilke edindik.
Karşıtlarımız su üzerinde yürüse,
yüzme bile bilmiyor dedik.
Yaşlanıyoruz.
Yakın geçmiş sisli olsa da
çocukluğumuzu, gençliğimizi unutmuyoruz
Karşılaştırmalar yaptığımızda,
anılar gözümüzde canlandığında
iki gözden akıveren iki damlayı tutamıyoruz.
Geçen öncelere özlemdeyiz.
Bu bahar da öncekilerden daha iyi değil,
kötüye gidiyoruz.
Geçmişi hatırlayıp hasretle arıyoruz.
Kayıt Tarihi : 17.5.2020 23:20:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!