İstanbul Boğazından geçiyor gemi,
Sızlatıyor her tarafımı İstanbul’un nemi,
Manzaraya keyif kurmuş çayın demi,
Ne keyiften ne de İstanbul'un çilesinden geçilmiyor.
Geçiyor boğazdan yük ve yolcu gemileri,
Aralarına sanki sandallar serpiştirilmiş gibi,
Dalgalanıyor türlü türlü bayraklar,
Çoğu yabancı kendimize ait olanlar seçilmiyor.
Manzaraya bir sevdaya tutulmuş gibi bakarsın,
Karşında tarih maziye dalarsın,
Balıkçılar rastgele diyor oltada çırpınıyor balıklar,
Bu medeniyetin iki yakasına değer biçilmiyor.
İki yakası dört yerinden iliklendi,
Denizde de trafik kilitlendi,
Boğaz köprüleri tıklım tıklım yine araba dolu,
Karşıdan karşıya artık geçilmiyor.
Tüp geçidi de var artık altı suyolu,
Beşiktaş, Üsküdar, Eminönü, karada Koşuyolu,
Sokaklar, caddeler, arabalar insan dolu,
İstanbul’da birbirimizin ayağına basmadan geçilmiyor.
Yunus balıkları yine aynı şovlarında eğleniyorlar,
Martılar gemileri sarmış açlıklarının resmini gökyüzüne çiziyorlar,
Hava güneş, deniz mavi kadın, erkek, çocuk mavi tur atıyorlar,
İstanbul'un siluetine artık tarihi izler çizilmiyor.
Birilerinin cebine taşınana kadar
Taşı toprağı altın olarak biliniyordu
Dünyada bütün hesapların üzerinde yapıldığı
İnci boğazından midesi Marmara denizinden
Düşmanın tüm hilelerine rağmen Türk varken İstanbul geçilmez diyor
Kovun üzerime yığılan ecnebi yükü
Siz yapmazsanız ben yapacağım yetişmiş beton çıbanları üzerimden atacağım diyor İstanbul
Kayıt Tarihi : 6.10.2013 08:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yıldızlara siper cam yığınları
Her şeye rağmen yine de güzelsin İstanbul. Tebrik ederim.
Beşiktaş, Üsküdar, Eminönü, karadan da Koşuyolu,
Sokaklar, caddeler, arabalar insan dolu,
Yinede bu İstanbul’dan vaaz geçilmiyor.
TÜM YORUMLAR (3)