Bir adam ellisinde
bankta oturuyor
gölgeler uzun
Elinde kalın bir kitap
Mezarlık Kültürü olmadığı kesin
Fakat yılgınlık var yüzünde
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
İstanbulu çok güzel anlatmışsınız. Yüreğinize sağlık. Yarışmada başarılar. Sevgiyle kalın. Mustafa ATİŞ
Saraylar inşa etmek aslında büyük mimarların işidir. Ancak büyük mimarlar da diğerleri gibi binaları temel kurarak yükseltirler. Mimar olmayanların ise yaptıkları ancak gecekondu olabilir ve her an yıkılması lazımgelen bir varlık olarak durur.
Lamı cimi yok bu şiirin banisinde büyük mimarlık kumaşı var, ancak bina yapmanın en önemli kısmının temel olduğunu nedense es geçmiş gibi geldi bana.
Dizeleri birbirinden bağımsız okumak büyük bir lezzet veriyor, ancak şiire bir bütün olarak baktığınızda;
1- Gereksiz saydığım uzunluğu bakımından hafakan basıyor,
2- İddialı betimlemelerin imla hataları ile sunulması çok ağır bir düş kırıklığı yaratıyor okuyanda (Nitekim Barış Aluk kardeşimizin de aynı dertten muzdarip olduğunu öğrendik)
3- Şair arkadaşımızın öğretmen olduğunu öğrenmek ise ayrı bir üzüntü yarattı bunu da söylemeden geçemeyeceğim, belki bundan sonra bu şekilde imla hatalarıyla dolu şiirler okumak zorunda kalmayız. Çünkü diğer genç arkadaşlar öğretmenler böyle yazarsa bize fetva almaya gerek kalmaz diye düşünebilirler.
Sonuç olarak kalburüstü güzel bir şiir olduğunu söyleyebilirim ve birinci gelmesi dolayısıyla yaptığım; samimi ve yapıcı olduğunu, birçok okurun hislerine tercüman olduğunu düşündüğüm tenkitlerimin dikkate alınacağı umuduyla tebrik ediyorum.
Abdulkadir Öğdüm Kardeşimin, Antolojiye son günlerde eklemiş olduğu dünyanın en kısa ama en anlamlı şiiri ile diğer yorumlarımın aksine farklı bir yorum getirmek istedim
(hem de şiire sayfalarca yazdığım yorumu bir kalemde silerek...)
“Hû...”
...
kaleminiz büyük
ellerinden öperim
yüreğinizin de şiirinizin de…
…
Doğru bir ifâde mi tam olarak bilmiyorum ama
şiiriniz büyük ve büyüyecektir daha da, belli,
“Hû” kadar...
…
bir destan havası var
şiir kadar
bir öykü havası
masal kadar…
…
tek eksik yanı var derim; o da biraz uzunca olması ama bunu dışında KUSURSUZ...
İÇLİ
İÇTEN...
...
Etkinliğimize katıldığınız için teşekkür ediyorum
hürmetler
FÂtih Çodur
tebrik ederim, değerlendirmeler esnasında göze çarpan en güzel şiir di benim için de...ama sözümün arkasındayım yine de ...:)))))...yer yer tekrarlara ve kafiyelere başvurulsaydı bir harika harikası olabilirdi (bence)....
saygılarımla
Yer yer tüylerim diken diken oldu… Böylesine eşsiz bir memleketin şiiri hiçbir zaman kısa olamaz elbette… İstanbul gibi zengin bir kaynaktan normal bir seviyede beslenmiş şiir fakat binlerce dönümlük bu tarla atla butla kullanılmış… Şunu da söylemesem içim rahat etmez, imlâ kurallarına ve noktalamalara uyulsaydı ömrüm boyunca okuduğum-okuyacağım en iyi serbest şiir budur, diyebilirdim… Eminim çok kişi de derdi... İyi seslendirilir hatta iyi klip çekilir bu şiire… Özellikle emeğinize…
Teşekkürler Genç Kalemler Şiir Değerlendirme Etkinliği'ne katıldığınız için...
Başarılarınız dâim olsun...
Bu şiir ile ilgili 5 tane yorum bulunmakta