İstanbul Bize Ağlıyor Aşk

Hayrettin Taylan
1968

ŞİİR


23

TAKİPÇİ

İstanbul Bize Ağlıyor Aşk

Sen anlat İstanbul! ! !
Ben anlatınca boğaz ağlıyor ondan önce akarak, yakarak.Boğazıma kaçıyor bütün acılar.Yabancı bandıralı bir güzelin gemisine çarpıyor hazlarım,onsuz azlarım, yalnızlık sazlarım.Boğaz ‘ın serin sularında uluslararası antlaşmalar var, yaramın ıslaklığını çaresiz kalan.
Ben , söyleyince müzelik yaralı kanıyor gidişinden önce, kalışından sonra.
Ben, dillendirince sevgimin trafiği durur çekilmez oluyorsunuz ikiniz.
Şimdi onca kalabalık yalnızlığım sana benziyor. Bunca insan nereye gidiyor, bunca yalnız mı var? Ona benzeyen binlerin yüzünde neden yüzüm güleç değil İstanbul. Neden bu sevda senin kadar büyük, onu saklıyorsun yaramın ve yanımın başında. Küstüm sana İstanbul.
Sol yanım İstiklal gibi her şey, her sevda var; ama o yok.Adım başı sokak çalgıcıları, beni çalıyorlar. Beni bestelemiş belli; ama bu şarkılardaki hüzünlü beni arındır.Haliç gibi kirli düşlerimi temizlesin aşk ve hayat.

Küçüğüm daha çok küçüğüm seni unutmanın ummanda bırakmaya.
Hatalarım bebeksi, sensizliğim meleksi.Küçükçekmece gölü kadar içsel çekmecelerim yok.
Bu yüzden kendimde kalışın aşk bülbülüyüm.Bu yüzden sahilsiz suların damlarını biriktirdin nemli gözlerimde.
Bu yüzden damlalarını sayan kaderin sayacıyım. Sayılmazların son dalgasında, berraklarımı soran küçük bir martının içsel sesiyim.
Küçüğüm daha çok küçüğüm küçükler gitmeyi bilmez yar.

-Nereye adım atsam gözleri nemli bir çocuk gibiyim.İstanbul’un sağanaklarına karışıyor damlaların.Ağlıyorsun ki İstanbulum kirlensin diye. Diyemediklerime kadar ıslandım.Kadersiz, kederler içinde içimde kalanların seyrine dalmışım.
Bütün periler, huriler, güzellerin şefkat kucağındayım…Kimi öpsem rujlarının adı oluyor gitmeler, sende kalmalar.
-Gidişi bilmeyen, kalışın emzik tiryakisi iç çocuğun sesiyim.
Gidemem İstanbul ağlar, bu kentte seninle büyüdüm, bu kente seninle eridim, erinç dağlarıma yar eridi, yer yarıldı, ruhsuz tepeler bitti.

-Sesi sesinle kıstırılmış ateşlerle yürüdüm izinsiz hayatlar sahiline.
Bir ucu ağlarda, diğer ucu çağlarda olan imkansızlığın M’armara sonuyum. Son bakışını bıraktığın sahile gittim. Kadıköy, metruk bir rüyayı saklıyor. Kadısını kaybeden bir köyün bütün suçsuzlarına bakıyor vebalım.Bütün suçlar bana benziyor.Suçlarımın gölgesinde üşüyüp gitmiştin. Şimdi tinerci çocukların hali kadar, halsiz uyuşumlara tümleniyor can derdim.
Yükle masum kalışlarını yüreğime.Üsküdar kadar eskidi derdimin sol yanı. Mihriman Sultan Camisi kadar iki aşkı taşıyor kalbim.
-Mimar Sinan gibiyim, gitsen de kalsan da senli bir aşkın inşası için bütün içsel ustalıklarımı seriyorum.
-Güven nakkaşı oluyorum. Sensizliğin bütün aşk duvarlarına seni işliyorum.
Yaşanmış ve yaşanacak olan bütün yarınların yari gibi koynuma aldı beni İstanbul.
-Tırnakları uzamış sevginin yanındayım. Pençe atmayı öğretiyor hüzün.Hüznün meskunlarında susuyor kaderin algısı.Alınmış yarınların alınganlığında susuyor kimsesiz dünyan.Ah bir ünlem olmaktan çıkmak istiyor senin yüzünden.
-Ah ki ah diyor Karadeniz’e ulaşan kara bahtımın ünlem ucu.
Bir şans daha vermeni istiyor milyonların aşk yüzü.
İstanbul’daki herkes bir aşk yüzü, herkesin aşk yüzü bizim yeniden aşka büyük yüz olmamızı istiyor.
-Kardelen yüreğin kar altında oysa yardelen üstünde olmalı.Kokunu salmalı üstsüz kalan benliğim. Kim ile kimlik arasında kalıyor dünyam.
-Dokunmadığın dirimselliğin dilinde süzgecini kapatıyor kopuşlar.

-Dokun, sensiz kalışların dilindeki sözcüklerime.Sözlerim ağlıyor, bağrı açık cümlelerde. İstanbul’u yüklemsiz uyutan cümlenin öznesiyim. Vurgulanmış öğenin önünde zarf atan periden kurtar beni aşk ummanım.
*Sorumluluk sıralanıyor, sıralı cümlelerimde. Yüklemler sensiz, aşklar bensiz.Oysa ben aşkın son atasıyım.Nesli tükenmeye yakın büyük aşkların son müneccimiyim.
-UNESCO tarafından kalbi korunan yaralı bir aşk bilgesiyim.İlim ile dilim arasında İstanbul Boğazı akar…Bir akış, bir kalakalış aynasında susar dalgalar.Beni yücelmiş algılara taşır.Egolarımı temizler geleceğin su yüzü.
Yanlışların rahminde döllenir, çıkmazlar. Gayrı meşru olmaya yakın bir gelecek olmasın özlemlerim. Bu kentte doğdu büyülü aşkım.
-İmgelerimin dilinde derin anlamlar kazanıyor aşkın gün yüzü.
-Anılarımızı yakan gün geçirmez olamam. Sözsüz kalışların kavı değiyor derdime. Meramlarımı sunuyor, mazisini yakan güncül haller.
Huzurun mağarasına sığındım. Asi olmam. Melekemin hazinelerinde hazinlerimi sunamam. Varsıl doyumların ummanında berraklarıma gelir, bekleyiş.
*Bekleyiş, iş buldu sen gideli. Kaderin fragmanlarındaki baş rol oyuncusu olarak benim işim sensin. İşsiz, sensiz, aşksız, yaşayamam İstanbul …

Hayrettin Taylan
Kayıt Tarihi : 26.9.2012 22:16:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Gülseren Şimşek
    Gülseren Şimşek

    Gerçekten bir aşk şiiri.Duygular o kadar güzel ifade edilmiş ki etkilenmemek mümkün değil .Hele de ben yine ağlıyorum.Yine.Güzel İstanbul Aşk şehri İstanbul.
    Tebrikler...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Hayrettin Taylan