Seni merak ediyorum dedim
Gel dedi
Haydarpaşa Garın’da buluştuk ilk kez
Önce ak pak martılarını uçurdu üzerime
Sonra kulenin kapılarını aralayıp,
Mavi yüzüyle gülümsedi.
Batıya sevdalı doğuyu el ele tutuştururken,
Misinalarımı karıştırdı Galata Köprüsü
Eminönü Karaköy’le sevişirken,
Tramvayın çın çınıyla ikiye böldüm Beyoğlu’nu.
Pierre Loti’yi gördüm.
Eyüp Sultan’ı okşuyordu.
Nargilesinin dumanına bulanmıştı,
Haliç’e gömüyordu aşkını.
Gözleri kızaran deniz fenerlerine inat,
Bütün kalemlerini sivrilten Sultan Ahmet
Yıldızlar çiziyordu gecenin bağrına.
Ve anason kokulu yeni güne
Kadeh kaldırıyordu Kumkapı.
Atamı görüyorum kucağında.
Anadolu’nun karlı dağlarından,
Boğaziçinde ki yatağına uzanıvermiş.
Buğulu gözleri Anadolu yakasına takılmıştı
Destansı ömrü Dolmabahçe’ye.
İstanbul bana gel dedi.
Beylerbeyi ayaklarının üzerinde zıplayıp,
Ortaköy’ün suya değen eteklerini toplarken,
gökyüzünün beline sarıldım.
Gönlüme yük olan,dünyanın en güzel şehri,
Bulanık akşamların en dalgın,
İçi içine sığmayan en çılgın sevgili
Kız kulesi öpücük kondururken yanağına,
Yine yalnız koydun beni.
Ben yine,yosun kokulu lodoslara bırakıp kendimi,
Marmara’nın sularına döküleceğim gölgene sarılıp.
Kayıt Tarihi : 19.12.2007 20:46:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)