Bir ben ağlamıştım o gün
Bir de İstanbul
İçimde hala o mersiye
Yanarım bu gün
Bir lokma ekmek bir yudum su
Haliç sanki reyhan kokusu
Gözlerim doldu
Ağlıyordu İstanbul
Kolay mı kopuvermek
Böylesine sessiz
Veda bile etmeden geçen yıllara
Nice feryatlara İstanbul hissiz
Ağlayan yalnız benim
Sanma ki İstanbul
Kalır kimsesiz
Yirmidokuz numaralı koltukta
Bir cam vardı bir de alın
Koskoca bir ömür gidiyor
Siz hep ayakta
Siz hoşçakalın
Kimsenin umurunda değil
Esenler Garajı'nda
Ben sen ve tabutun
Memlekete geri dönüş
Bir otobüs bagajında
Hoşçakal yedi tepe
Boğazında iki gerdanlık
Üstüne yağan kar
Yok oluyor hayaller
Eriyor azar azar
Fatih'in ordusunda olsam
Türbelerinde uyusaydım
Ayasofya'da kıyama kadar
Geride kaldı yaşanmamış yıllar
Buram buram Hırka-i Saadet
Sultanahmet'te Allah'a yakarış
Kudüsten gelen medet
Issız gecelerde hazerfen uçuşlar
Bin dünyaya bedeldir semada tekbir
Kalk! ne uyuyorsun İstanbul
Neredeyse gün doğacak
Güneş'i almış kibir
Yüzünü sana dönmüş Mescid-i Aksa
Ilık bir rüzgar esiyor güneyden
Gözyaşından bir bulut çökmüş üstüne
Kıyama dur İstanbul!
Selam var Peygamber'den
Ne yaman ayrılık bu İstanbul
Kısa sürdü bu aşk böyle
Şerbetini bütün ahali içtiler
Mevlid okutup köyde
Nüfustan da kasabada düştüler
Yas da tuttular sözde
Ben sana elveda derken
Akacak yaş, kalmadı gözde
(Trabzon, 15.08.2002)
Osman KandıraKayıt Tarihi : 18.4.2006 14:45:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!