m.ö. bir yılda doğduğumu zannediyorum
İstanbul,ekim ayında, olması neredeyse imkansız gibi gözüken en güzel günlerinden birini yaşadı bugün. Ilık rüzgar, mahmur güneş, neşeli martılar ve her zamanki gibi aşıkları bekleyen Kız Kulesi…
Ben mi neredeydim? Tabi ki Kız kulesinde değil…
Bugün anladım ki aşkı taşıyamıyorum ben,belki de tanıyamıyorum. Bana dokunduğunda, kaçırıyorum ellerimden aşkı her seferinde.
Her zamanki yerimdeydim bugün de…Beşiktaş’ta…İstanbul…Bizans’ın ruhunu atamadın üstünden,nereye baksam bir Fatih dolaşır sanki kılıcını kuşanmış, nereye baksam kan damlar sanki gökyüzünden, denizinde ruhlar arınır göçerken ebediyete…
Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.
Devamını Oku
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.



