Seni gören büyülenir, taht kurarsın gönlünde,
Yadsınamaz, mutlaka bir ilahi güç var sende.
Kimini vezir, kimini rezil rüsva etsen de,
Gördüğümden beri, aklım fikrim sende İstanbul.
Cömertçe verilmiş, eşsiz güzellik ezeldendir,
Dünyanın gözü sende, sevgileri gönüldendir,
Hadi diyelim, benim sevdam bu hasretimdendir,
Yıllar geçti, hasretin büyüdü bende İstanbul.
Ben seni ilk gördüğümde, sanki dilim tutuldu,
O günü unutamam, o ne güzel istanbuldu,
Eyüp'te saba makamında bir ezan okundu,
Anladım ki, ilaç senin sinende be İstanbul.
Bilen varsa, bana eski İstanbul’u anlatsın,
Sen şehir değilsin, başlı başına bir sanatsın.
Var mı böylesi güzellik, müjdelenmiş mirassın,
Sensiz zevk alamaz oldu bu can tende İstanbul.
Sanki tarih yaşıyor eskimemiş, senelerden,
Kalabalık her yer, dönmüş yeniçeri seferden,
Tarih kokuyor köşe bucak, kalmış fetihlerden,
Kanın akıyordu asma köprülerde İstanbul.
Üsküdar yokuşta kaldı, hatıralar tık nefes,
Beylerbeyi, tünel çıkışı gene yolumu kes.
İhtiyar köprü, sabah akşam, bir heves bir heves,
Göç bitmez sana, sevsen de, sevmesen de İstanbul.
Tramvaylar, geçmişten geleceğe yolcu taşır,
Gelir de ada vapuru, yorgun argın yanaşır,
Martılar kısmet arar, balıkçılarla dolaşır,
Bin türlü acı hayat yaşanır sen de İstanbul.
Yeni cami, çık Süleymaniye ,Ayasofya’dan,
Nereye baksan, mutlak eser var mimar Sinan’dan.
Çıt çıkmıyor, görevlerini yapmış hisarlardan.
Cennet şehrisin, bilsen de, bilmesen de İstanbul.
Boğaz da deniz sakinleşiyor, büyüleniyor,
Kilyos'ta dalgalar, kıyıda durmuş dinleniyor.
Kadıköy, karşıdan bakıp bebeğe imreniyor.
Yaparım sormadan, sen ne istersen de İstanbul.
Deniz mavi, gök mavi, rüyalarımda mas mavi,
Çiçek pasajı, Piyer Lot ’de dostluklar kavi.
Sen de, her milletten insan yaşar, dinler semavi,
Gam yemem ki, sen de yaşarken ölsem de İstanbul.
Dünyanın diline düştün, masal oldun İstanbul.
Seninle olmak için, fark etmez, varlıklı yoksul.
Bütün dualar, sende yapılırsa olur makbul.
Emrine amadeyim, sen ne emredersen kabul,
Şu gönlümdesin, gelsem de, gelmesem de İstanbul.
Kız kulesine, beyazlar giy demiş, ulu hünkar,
Çıkmışta denizden saçları ıslak, mağrur bakar,
Kavuşacağız ben inanıyorum, bir ümit var,
Dün kahve falımda, yol göründü üç vakte kadar,
Mesele, sende değil sadece ben de İstanbul.
Bir ömür tükettim ben sensiz, bir gün yaşamadan,
Bunca zaman, bıktım usandım hasret bırakmandan,
Ürküyorum, hızlı çılgın yaşamandan İstanbul.
Gelsem diyorum da utanıyorum, geç kalmamdan,
Adanmış şiir gibisin sevgiliye, İstanbul.
Kayıt Tarihi : 22.4.2006 16:23:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)