İstanbul'a Aşk Şiiri - Safet Kuramaz

Safet Kuramaz
530

ŞİİR


14

TAKİPÇİ

İstanbul'a Aşk

İstanbul sevgisidir kanımdaki dolaşan
Medeniyet özüme yansıtılan kotası
İki yakanın sihri genimdeki dolaşan
Her görüntüde cevher, aydınlıktır rotası...

Peynir ekmek değil bu, balık ekmek arası
Üşürken ağzımda tat, doğasında sevdası!

Yürürüm rüzgârında Eminönü’nde çığlık
Üç beş işportacının dilinden dökülmekte
Son vapurun düdüğü çaldığında ıslık
Sanki yüzlerde acı, umutları sökülmekte

Gecenin sırlarında bitmektedir hevası
Rahmetliye sevaptır yenilmekte helvası…

Seyrediyorum martı gözlerden hür boğazı
Arkamda dimdik Yeni Camii’nin vakarı
Önümde Anadolu, Türk’ün sarsılmaz özü
Süleymaniye över muhteşem mimarını!

Nur düşmüş dalgalara sahabenin narası
Fetih nasip olmamış İstanbul’dur yarası…

Tramvayın durağında bekler iki üç beşer
Fatih’in aslanları yeniçeriler gibi
Evveli ahiri hep aynı resimde kader
Fetih ruhu fikirde apak inciler gibi!

Her gece medeniyet yıkanırken karası
İslam gücüyle boğar Bizans’tır son davası…

Yürümeye karar verdim refikimdir tarih
Beyazıt meydanında adımlarım hızlandı
Her yerden gelen ezan sesleri de ne talih
Sanki Kâbe sureti hayalimde canlandı!

Sunarken sanatı harcanmış ne çok paralar
Her taşında Kur ’andan gönle sinmiş dualar…

Havva gibi doğurgan kadında hak mayası
Görüntüden yansıyan her renginde dansları
Egemen ulusların harmonisi hayâsı
Her Asıra ışık tutmuş yaşayan seansları

Çanakkale’de ere yakmış gülden kınalar
Körpecikler ölürken tekbir sarmış naralar…

...

İstiklal caddesinde her renginden insanlar
Çiçek pasajı asma konağı ve çarşılar
Uğultulu seslerin içinde ne hazanlar
Galata kulesinde söylenir şen şarkılar!

Martılar gibi uçmak istiyorum Haliçte
Tarih peşimde sanki akıyorum Meriç’te…
...

Sultanahmet sihrinde gezmektedir yabancı
Müşrikin küfürleri arınır Ayasofya’dan
Başörtüsü giyerken tebessüm eder sanki
Meryem yüreğe yansır nur, Mescid-i Aksa’dan!

Ebu Cehil sureti unutur ön yargıyı
Azgınlaşan yarayı sarar rahmet sargısı…

...

Beşiktaş’ta pir Yahya Efendi kıblegâhı
Aziz Mahmud Hüdai, Üsküdar’da duası
Yuşa peygamber kabri, Beykoz’daki dergâhı
İstanbul’u çevreler üçgen nurdan şuası!

Medeniyet ihlâsta mana dipdiri kalır
Gezgininde var şuur, gönlünde piri kalır…

...

Martının kanadında İstanbul iki kıta
Bizans’ta muhteşemdi Osmanlının başkenti
Yüce resulden övgü müjdelendi harita
Her mabette zenginlik, dünyada yok sureti!

Arının bal sanatı süslenmişçe dekoru
Her asırda özlemdir yüreği yakar koru…

...

Arka sokakları dar, unutulmuş namus ar.
Çarpık ilişkiler çok, evlerde desiseler…
Medeniyet sancısı hâkim, kapkaççısı yar
Berlin duvarı karanlık, tükenmez vesveseler

Ölenin kıymeti yok binanın hiç değeri
Kelepçe çıkmaz elden kâbus gibi temelli…

...

İki bin on yılının dünya kültür başkenti
Her yerinde festival kaynaşmıştı insanlar
Türkiye’me armağan Rabbimden hak patenti
Gurur verir ihtişam, huzur veriyor anlar!

İslam’ın ve Türklüğün suretindedir canlar
Âşık olup tekrardan geliyor bir bakanlar…

Safet Kuramaz
Kayıt Tarihi : 31.1.2025 15:30:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!