İstanbul Şiiri - Yunus Karaçöp

Unkapanı sahilinde bu gece
Yunus balık tutmaktadır...
Zoka'ya takmış ölü balığı
Balık balığı aldatmaktadır..

Ölü diriyi satmaktadır..

Üçbeş çocuk bir arada
Köprü altında yatmaktadır..
Üstler başlar perişan
Sıcacık yuva aramaktadır..

Buz gibi taşlara sarılmaktadır...

Şarapçı gazeteye sardığı şişesinden
Her adımda bir yudum almaktadır..
Yalpalayarak giderken
Kadere küfürler savurmaktadır...

Kendi kendine çarpmaktadır...

Kargalar kavgaya tutuşmuş
Masum kumru'ya saldırmaktadır...
Oysa ne kadar ilginç: Kedi köpek kardeşçe
Çöp bidonlarını yıkmaktadır...

Bir lokma için, çöpleri karıştırmaktadır..

Akşamcılar dem sofralarından
Birer birer dağılmaktadır...
Bazıları ayakta zor dururken
Bir kaçı biri birlerine sarılmaktadır..

Niceleride bir köşede, sızıp kalmaktadır...

Çok telaşlı belliki
Ambulans siren çalmaktadır..
Bu İstanbul kimbilir
Gecede kaç can almaktadır...

Kimsesizler mezarlığı ha bire dolmaktadır..

Taşı toprağı altın deyipde gelenler
Şimdi bin pişman olmaktadır...
Umutlar düşmüş suya
Ağır ağır batmaktadır...

Dağ fare doğurmaktadır.....

Göz bebeği İstanbul böyle miydi el insaf
Her geçen gün daha da bozulmaktadır..
Alt yapı olmuş Rant kapı
Her deyyus bir şey kapmaktadır...

Yüreğini çalmak için şehrin: Karnını yırtmaktadır..

Unkapanı sahilinde bu gece
Yunus balık tutmaktadır..
Karabataklar kaybolmuş
Martılar suda yatmaktadır..

Gözlerimde kızıl kan, sanki iğneler batmaktadır...

Sularda şafak renkleri
Ruhumdan uykular akmaktadır..
Erken söken şafakla
Kızıl bir güneş doğmaktadır..

Güneşe Karlar yağmaktadır....

Marmaradan doğuyor güneş
Güneşe kar yağmaktadır..
Her taraf pislik içinde, kirlenmiş bedenleri
Sular suları boğmaktadır...

İstanbul'dan marmaraya lağımlar akmaktadır...

Uyandı şehri canavar
Her kes rızkına koşmaktadır...
Amip misali bu şehir; Hangi kenar mahallede
Bölünüp bölünüp çoğalmaktadır..

İstanbul Varoşlar kenti olmaktadır...

Kırık saplı bir kazma
Ha bire şehri yıkmaktadır..
Çöpler dağ gibi yığılmış
Hurdacı bir şeyler toplamaktadır...

Her taraf Belediye başkanı kokmaktadır...

Köprüde tıkandı trafik
Şöförler vira bağırmaktadır...
Süleymaniye doğumda
Bir bahtsız daha doğmaktadır...

Masum annenin feryadı, asumanı yırtmaktadır..

İş başı yaptı tellallar
Hangi gül hangi elde solmaktadır..
Tüm şehir uyanmışken; Kader kurbanları dediğimiz
Fahişeler şimdi yatmaktadır...

O pazar öyle bir pazar ki; Et alıp et satmaktadır...

Kurumsağı bol kurumlar
gümüş taslara insanları sağmaktadır..
Havayı bozmuş bu düzen; Kentin nefesi
Kendi kendini boğmaktadır...

Bu koca yükün altında milyonlar insan kalmaktadır...

Hangi yürekte hangi sevdalar
Kim kiminle nerelerde buluşmaktadır..
Yok olanları seyre dalan İstanbul
Şu an kendinde yok olmaktadır...

Hükümet seyre dalmış; Aval aval bakmaktadır...

Unkapanı sahilinde bu gece
Yunus balık tutmaktadır..
Kovası önünde bom boş
Oltaya tekme atmaktadır...

Kısmet dediği kör talih; Denizi kurutmaktadır...

Şafakta çok erken söktü
Turuncu bir güneş doğmaktadır...
Gömüldü sulara güneş
Güneşe kar yağmaktadır....

Bu şehirki; İSTANBUL....Ne kaderler yazmaktadır......

yudumyunus