İstanbul Şiiri - Yorumlar

Burcu Çakmak
10

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

İstanbul güzüyle güzel
Dökülür, ince yaprakları tel tel
Alır, götürür onları bir yel

İstanbul kışıyla güzel
Giyer, beyaz ipekten elbiseyi ince bel
Nazlı edasıyla her gönüle girer

Tamamını Oku
  • Kazım Beysülen
    Kazım Beysülen 04.05.2006 - 16:40

    Merhaba. Şiiriniz güzel. Söz konusu olan İstanbul olunca dayamıyor insan.Bende kendime ait bir şiirle güzelliğinizi biraz olsun daha çok istanbul özlemiyle bezemek istadim. Umarım şiirimi beğenirsiniz.
    Eleştiri ve öneriniz sevindirecektir beni...
    Sevgilerimle...

    Kazım BEYSÜLEN




    Bir Rüyadır İstanbul.

    Çocukluğum da gördüğüm,
    Çocukça aşık olduğum
    İstanbul’umu arıyorum ben.
    Yıllar yıllar önceydi,
    Eminönü meydanı hayali bir alandı.
    Sıcaktı ve aylardan hazirandı.
    Bağıra çağıra limonata satanlar,
    “Limonata buuuooz” diye
    bağırmaktalar.
    Güvercinler Yeni Cami’nin
    sahipleri şimdi.
    Yürekli bir orduyla koruyorlar
    Ceddimin yadigar emanetini.
    Hiç gitmedi kulaklarımdan;
    Limonatacıların o zamanlar ne güzel
    çıngırak sesleri vardı …
    Şimdi nerede o sesler?
    Söyleyin bana
    o güzelim sesleri birileri mi çaldı?
    Çıngıraklar onların olsun
    ben seslerini istiyorum…
    Hele de limonatalar, o zamanlar
    İstanbul tadındaydı! ..
    Bir seferinde rahmetli amcam Hasan’la
    içtik birer bardak.
    Amcam gülerek,
    İç yeğenim dedi
    bu bir ab-ı hayat.
    İçtikten sonra da ab-ı hayatı amcam
    fazla kalmadı aramızda,
    Amcam şimdi bizi cennette beklemekte.
    Öyle demişti babam.

    Aaah İstanbul’um
    hiç unutamam seni.
    Bir Çemberlitaş’ını,
    Oradan ilk gözlük alışımı,
    Dünyaya başka bir gözle bakışımı.
    Bir de Sirkeci’yi…
    Sirkeciyi nedense sirke satan
    bir amca sanırdım ben.
    Ya Laleli’ye ne demeli?
    Neden Laleli de lale olmadığına
    üzülürdüm ben çocukken.
    Bir de Kapalıçarşı;
    Babamın Almanya’ya dönerken
    alış-veriş yaptığı benim
    “Işıklı Cami’m”
    En azından ben öyle derdim.
    Öyle de sanırdım.

    Yıl 1971
    Yeni Cami merdivenlerindeyim,
    Hayatım da ilk defa fotoğrafım çekiliyor!
    Gider mi aklımdan?
    Hiç zannetmem! ..
    Hele de 70’ inde bir dedenin
    aldırmadan fotoğrafa
    usul usul çıkarak merdivenleri,
    namaza giderken yüklendiği
    el işi sedef kakmalı bastonu
    unutulur mu?
    Ben unutmadım.

    İşte böyle bir İstanbul hatırlıyorum
    rüyadan ibaret.
    Camileri sessiz – mağrurdu.
    Çıkmak için minareye
    müezzinler yarış ederdi.
    Minareye çıkıp da say ki
    İstanbul’u seyrederdi.
    İstanbul denilince;
    Nedim’in dizeleri gelir aklıma
    amcamın dudaklarından dökülerek:
    “Bu şehri Sitanbul ki bi-misl ü behadır,
    Bir sengine yek pare acem mülkü fedadır.”

    Kazım Beysülen






    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta