Arzın kadim incisi, yedi tepe,İstanbul
Zerafete,hasrete; güzelliklere sembol.
Nurlu ufuklarını süsler nice mâbedler
Okunan ezanlarla,yapılan ibadetler.
Ne eşi,ne menendi asla yoktur dünyada,
Yaşayanları kalır,uzun tatlı rüyada
Tepelerde bin mabed minareler şehridir:
Her semti bîbahadır,kıyasız değildir.
İrfanıyla maruftur, ulema diyarıdır
Türk-İslam âleminin gözbebeği yârıdır.
İklimi emsalsizdir, kışı yazından kısa
Bütün yılı kucaklar baharları, uzarsa.
Sahil boyunu sarsa tatlı mevsim ilkbahar
Geçmişi hatırlatır Kayışdağı’ndaki kar
Açan,şurda bademse,dağda kar çiçeğidir,
Bu, bahar ülkesinin yaşanan gerçeğidir
Günün ilk ışıkları servilerden süzülür,
Tepelerden denize enfes tablo çizilir.
Sular,denizler yanar bayrakların alında,
Laleler, gelincikler açar Koşuyolu’nda.
Boğazı benzersizdir, iki yakası cennet,
Lütfu ilâhî ile milletime emanet.
Tarabya’sı bir âlem,Emirgân korudadır
Çiçekleri sihirli, mayası arıdadır.
Büyük Ada, Heybeli, Burgaz, Kınalı Ada…
Hazinesi denizdir, birer inci, pırlanta.
Mevsiminde şöyle bir tur atınca Boğaz’da
Mavi ile yeşili bulursun kurda, nazda…
Anlı şanlı ismiyle gözler doldurur Şile
Tasviri kolay olmaz benzetilse de güle
Nazire kavakları,görürsün Sarıyer’i
Ölçülere,tartıya sığmaz asla değeri.
Yeşillikler sahilden tepelere uzanır,
Boğaziçi maviyle yeşil ile bezenir.
Az içerde, dorukta, işte Fatih ormanı
Muratlar yeşillenir, güzellikler harmanı.
Gelin gibi bezekli yeşil duvaklı başı
Asaleti isminden sorulmaz asla yaşı
İçine sindirirsin Fatih ormanlarını
Hasretin vuslatıyla yayla dumanlarını
Bakarsın öte yanda mâruf Yuşa tepesi
Libası zümrüttendir, yeşimdendir küpesi.
Çam kokan ufuklarda, gönüllerde ve gözde
Gök mavisidir esrar, mürtesemi denizde.
Yeşille kol koladır, can-canadır mavilik
Boğazın kaderidir bu renklerle evlilik.
Baş döndüren büyülü manzaralar,yalılar
İle sarmaş-dolaştır Boğaz’a sevdalılar
Yıldızlar sağnak sağnak iner Boğaziçi’ne
Süs olur sevenlerin başlarında, tacına.
Binbir gece masalı yaşanır bir gecede
Musikide,ahenkte,güftelerde,hecede...
Gönlün rüyetindedir Küçüksu, Beylerbeyi
Boğaz’ın incileri her semti, Çengelköy’ü;
Büyükdere,Yeniköy,Bebek,Beykoz,Beşiktaş…
Yalıları, Boğaz’la denizle olmuş sırdaş.
Sanırsın okşamıştır Hızır’ın kutsal eli,
Peş peşe inci olmuş Paşabahçe, Kuleli…
Hayallerin dalıp da kaybolduğu Boğaz’da
Titreşir nağmeleri musikilerde, sazda…
Gece mehtap yıkanır, mehtapla uyur sular
Bir rüya âlemine kucak açar uykular
Hissin, hisleri, azat ettiği mekândayız
Deryada mı,yerde mi,gökte mi,yakandayız?
Kayıt Tarihi : 11.4.2006 17:34:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Nurettin Uytun](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/04/11/istanbul-496.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!