Adım adım peşimde sokaklar.
Kar gündende gecedende önce bastırdı...
Burası böyle çetin bu aralar.
Her düşen kar tanesinin ahengine salıverir kendimi
o soba başına,
o geceye döner giderim.
İstanbul vardı, birkaçta dost.
Yanıbaşımızda sıcak bir gaz sobası ve
üzerinde gündüz Taksim'den kalma kestaneler.
Bir tatlı sohbet vardı dilimizde.
İşte öyle havadan sudan meseleler.
Sokakları, damları bembeyaz İstanbul'u,
kışı orada ilk kez öylesine görmüştük.
Belkide ilk kez öylesine özgürdük.
Şu karşıda yanıp sönen bozuk sokak lambasını hatırlar mısın?
Gece odayı bir aydınlatıp bir karartan.
İstanbul'du be arkadas oralar.
Nefes nefes solumuştuk..
Hep merak ederim,
acaba o bıraktığımız yedi tepe,
o Eminönü,
o İstanbul hala öyle mi yaşar?
O sakin haliyle telaşesi dinmemiş midir hala?
Hüznünde bile bir mutluluk var gibi.
Yanlızlığı sever ve kalabalığıyla paylaşır gibi.
Havasında eskilerden bir buram kalmiş sanki.
Estikçe bile deli rüzgar, saçları adeta dans eder.
Zaman yüzünde kırışıklıklar bıraksada
o İstanbul bin güzele, bin tazeye bedel.
Adım adım üstüme gelir sokaklar.
Kar gündende gecedende erken bastırdı.
Benliğim İstanbul'u arar..
Arar da, bulamaz ya…
Kayıt Tarihi : 11.4.2006 15:31:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Funda Sağ](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/04/11/istanbul-492.jpg)
TÜM YORUMLAR (3)