Sen, ey sevdasını gönlüme eken İstanbul!
Görmeyeli matem sarmış seni dörtbir yanından
Hüzün kaplamış ufuklarından
Mahzun duruyor Kızkulesi Marmara'dan
Yorgunluk belirtileri var tarih kokan yapıtlarından
Ayasofya mağrur duruyor Topkapı surlarından
Canından bezmiş gibi Boğaz vapurları; kederli Tramvay'lardan.
Bu gün Marmara durgun akıyor
Çamlıca tepesi Boğaz'a kibirle bakıyor
Köprüler'in birbirlerine köskün duruyor
Üsküdar Beşiktaş'la isteksiz bakışıyor
Kadıköy vapurları Eminönü'ye sanki hüzün taşıyor
Bir gelini andıran Kızkulesi gemileri selamlamıyor
Ne balıkları eskisi gibi kokuyor,
Ne de balıkçıları neşe saçıyor artık Marmara'nın.
Nerde senin karanfil kokan kaldırımların İstanbul
Nerde Zambakların bitmediği yol kenarların,
Güllerin hiç solmak istemediği bahçelerin,
Yanaklarından neşe, mutluluk saçan çocukların,
Gülüşünden bir gül goncasını,
Bakışlarından annemin şefkatini anımsatan yaşlı kadınların nerde
Nerde sahilinde dilekler tuttuğum süslü Üsküdar?
Seni böyle gördüm göreli
Yıldırımlar düştü hayallerime
Rüyalarımda ne mazinin izleri
Ne atinin özlemi var şimdi
Sarardı tiryaki Menekşelerim
Kalbim kederle, gönlüm hicranla,
gözlerim yaşlarla doldu.
Çünkü sen maziyi aydınlatan fenersin
İnsanların gönüllerinde tek yüreksin
Sevdalar içinde hep büyüyen bir sensin
Hayallerden hiç çıkmayan tek yersin.
Tarihe meydan okuyan;
Beyazıt Beyoğlu kulelerinle,
Emsali bulunmaz Topkapı surlarınla,
Fatihi andıran Ayasofya minaresiyle,
Mimar Sinan'ı anımsatan Sultanahmet Camisiyle,
Boynu bökük Galata, servi boylu, ahu gözlü Kızkulesi'yle,
Ve insanın ruhuna işleyen Yûşa tepesiyle,
Marmara'yı süsleyen Adalar'ın, Ümraniye'ye göz kırpan Çamlıca'sıyla
Başka bulunmayan tek memleketsin.
Kayıt Tarihi : 28.3.2006 17:20:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!