Fatih Sultan Türk’e hediye etti,
Nice padişahlar eğlendi gitti,
Sonradan gelenler perişan etti,
Gün gün çirkinleşti güzel İstanbul.
Taşı toprağı hep altın dediler,
Bu sözlerle köyü davet ettiler,
Elde heybe sırtta yorgan geldiler,
Durmadan doğurdu narin İstanbul.
Kapıcı eskici kahya oldular,
Kimileri halde semer buldular,
Ev yerine dar hanlarda kaldılar,
Gizli işsizlerle doldu İstanbul.
Kaldırımlar parsel parsel satıcı,
Çenesi bol kül bırakmaz atıcı,
Tuhafiye züccaciye tatlıcı,
Mekanize satış yapar İstanbul.
Kapkaç çeteleri yollarda kol kol,
Acımaz öldürür kırar kafa kol,
Bu nasıl insanlık bu ne biçim yol?
sevgi saygı buhar oldu istanbul.
Bir dönemin kültür dolu şehriydi,
Hanımından beylerinden belliydi,
İstanbullu nazik kibar dilliydi,
Magandalar şehri oldu İstanbul.
Özel arabalar kol kol gezerler,
Korna çalıp güzelleri süzerler,
Binmeye gör hiç acımaz üzerler,
Kaptı kaçtı aşkı yapar İstanbul.
Beyoğlu'nda bilmem hangi sokakta,
Köşe başlarında hemen ayakta,
Bazen arabada bazen kucakta,
Satılıyor eğleniyor İstanbul.
Aksaray,Laleli,Şişli,Taksimde,
Ortaköy,Sarıyer,Maçka,Bebekte,
Kumar hanelerde,renkli evlerde,
Tacir olmuş satılıyor İstanbul.
İlk önce Romen di şimdi Nataşa,
Aldırma sarı saç güzel göz kaşa,
Aman delikanlı basma sen yaşa,
Her türlü salgına gebe İstanbul.
Cağaloğlu,Eminönü,İskele,
Şu fıstığın cilvesine bak hele,
Kene gibi yapışıyor hergele,
Zoraki takiple yaşar İstanbul.
Boğaz yolu neşe muhabbet yolu,
Şoför amca meşgul etme sağ kolu,
Karışmam ha,deniz araba dolu,
Amfibik aşklara sahne İstanbul.
Emirgan,Yıldız’da sarmaş dolaşken,
Aşıklar arzuyla aşka dalmışken,
Çalı dibi,ağaç altı meşgulken,
Her sütrede röntgen yapar İstanbul.
Boğaziçi şen gönüller yatağı,
Hayır artık hortumcular otağı,
Yamaçları şimdi mafya kucağı,
Dilim dilim katledildi İstanbul.
Yolsuzluklar her geçen gün çoğaldı,
İlgililer kendi payını aldı,
Kokuşmuşluk yüzsüzlükle sıvandı,
Arenaya döndü bahtsız İstanbul.
Çıktılar kürsüye attılar nutuk,
Hep beraber bu masalları yuttuk,
Uyutulduk her seçimde unuttuk,
Siyaset uğruna yandı İstanbul.
Varoşları Anadolu özeti,
Yakalarda partilerin rozeti,
Acaba ne siyasinin niyeti,
Sütün bitti sağıyorlar İstanbul.
Seçim geldi parsel parsel satıldı,
Bu uğurda çok kazıklar atıldı,
Gece gündüz bu rüyayla yatıldı,
İktidar hırsına kurban İstanbul.
Bir oy için damarları kesildi,
Araziler parça parça edildi,
Üzerine gece kondu dikildi,
Gariban köylümle doldu İstanbul.
Alt yapısız evler bir bir yapıldı,
Seçim geldi sandıkları atıldı,
Yağmur yağdı temelleri yıkıldı,
Selzede'yle dolup taştı İstanbul.
Deprem oldu çoğu bina çatladı,
Kimi camdan kimi damdan atladı,
Kol kırıldı kafa gözler patladı,
Bir de depremzede oldun İstanbul.
Birileri hemen suçlu buldular,
Tüm basını üzerine saldılar,
Gariplerin ifadesin’ aldılar,
Gerçek suçlu rahat gezer İstanbul.
Ev kirası sanki bir servet oldu,
Bodrum katlar bile tutulmaz oldu,
Çoluk çocuk bir tek odaya doldu,
Üst üste alt alta yatar İstanbul.
Yollar sık kazılır çukurlar kalır,
Sürücüler bundan nasibin’ alır,
Rot kırılır teker elinde kalır,
Çukur mukur yollar senin İstanbul.
Çöpler yığın yığın, pislikler boy boy,
Denizde renk bitmiş kokuyor her koy,
Hava kirliliği oy anam,oy,oy,
Zehir soluyorsun artık İstanbul.
Trafik kör düğüm hız kaplumbağa,
Kızgın şoför sanki gürleyen boğa,
Durmadan küfreder hep sağa sola,
Utanmaz şoförle doldun İstanbul.
Minibüs dolmuşu başka bir alem,
Pilot muydu söyle kaptan sülalen?
Ayak gazda,kulak sazda,düz dümen,
Hızlı şoförlerle doldu İstanbul.
Yayalar azapla araba bekler,
Belediye zam üstüne zam ekler,
Yorgun bir kalp bu yolculukta tekler,
Pastırma ulaşım yapar İstanbul.
Kayıt Tarihi : 17.2.2006 22:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!